Hayatimda kisa bir kesim!

Yil 1968 – 1969, Amerikada, “Department of Agronomy, Iowa State Unversitesi, Ames`te, “Master”  calismalarina basliyorum! Arastirma konusu ile ilgili konuyu arastirirken,  Kûtuphanede, cok ilginc bir rapor ile karsilastim! 

Raporun konusu: Amerikada Bugday ûretimi fazlasi var, satilmasi gerekiyor! Bunun icin, bir heyet görevlendiriliyor ve bu heyetin görevi, Dûnyada bugday ûreten ûlkelerdeki  Bugday alanlarini, nasil bugday ûretmez hale getirilip bugday satmak ve bu gaye icin bazi ûlkeler tasarlanyor ve Tûrkiyede Bunlardan birisi (Maalesef diger ûlkeleri hatirlamiyorum simdilik). Tûrkiyede sectikleri yer Konya Ovasi! Tûrk Devletine, tavsiyede bulunacaklar: “Konya ovasi bugday anbari oldugu halde daha cok hayvancilik yapilmaktadir”! Neden sadece bugday ekmiyorsunuz diye tavsiyede bulunacagiz. Devam ile, Bu devirde, Kara  saban ile tarim yapilmaz, traktörler almaniz gerek, diye tavsiyede bulunacagiz! Bunun Gayesi: Devamli bugday (Arpa, Dari, etc.)ekilen topraklar verimliligini 5 yil icinde, ûretme gûcûnû, ve verimliligini  kaybedecegi gibi (Bitki artiklari ve Organik madde eksikligi vs.) erazyon sorunu baslar ve böylece, “Bir Tas ile Bes Kus vururma misali): Satacagimiz Bugday ve traktör`e ilaveten, erazyona karsi “Eleman gönderecegiz. Rapor su cûmleler ile bitiyor: Tahmin ettigimiz 5 yillik süre, yerine, 3 yillik bir sûre sonra, gayemize ulastik!  Yani  verim  dûstûgûnde, satilan Bugdaya ilaveten, traktör sattik (Cumhuriyetci Köylû Partis Lideri o zaman, “Amerikadan Aldiginiz Traktörleri, zibillikte, Cûrûmeye birakildi” diye sikayette bulunmustu) ve basliyan erazyona karsi Eleman” gönderdik (Tûrkiyede, Konya Ovasinda erazyona karsi calisan, Hollandali birisiylede sinif arkadasligi serefine nail oldum)!  Bu gûn ise, Konya ovasinda ve yöresinde, kumlu firtinalar,Ankaraya kadar Ulasmakta!  Hem verim dûstû, hem erazyon ile, topragim verimliligi gitti, yarlar hasil oldu, Toprak cöktû, saglik sorunlari yaratti! Göcû Tetikledi! SUSUZLUKTAN! Cûnkû, Devamli, bugday, arpa, dari vs. ekiminde, Topraga katkida bulunmadigi gibi (Organik made eksikligi), erozyona sebep olur! Bilindigi gibi, her yil ayni tarlaya ayni bitkiler ekilmez! Ve yine bilindigi gibi, yonca ve yem bitkilerinin ekildigi topraklar, verimli hale gelmekteler, organik made birikimimnden  ötûrû. Organik bitki örtûsû olmiyan Toprak, Su Tutmaz ve Erazyona ugrar toprak! 

Tûrkiyenin baska bir yerinde, görûlmiyen bu nevi Coraklik sinyallarinin Konya Ovasinda görûnmesinin bir sebebi YOKMU? Bilinen bir gercek var Ziraatde: Her yil Ayni bitki ekilmez bir Araziyeye! Ayrica, Suyun toprak icinde, hareketi, topragin fiziksel özellikleri tarafindan yani tane bûyûklûgû ve bu tanelerin dagilimi ile ilgilidir. Topragin tutabilecegi su miktari ise daha cok  topragin sahip oldugu organik madde miktari ile orantilidir(bitki artiklari) sonucta bol organik made iceren iyi bir toprak cesidinin su tutma kapasitesi yûksek olur, catlaklar olmaz! Otlatilan Arazilerde, Bitki artiklarinin devamliligi ve Ekilen Yonca Ve saire (Bir kac yil sureli), Yem bitkileri Organic Madenin kaynagidirlar! 

Özet olarak, Suyun toprak icinde, hareketi, topragin fiziksel özellikleri tarafindan yani tane bûyûklûgû ve bu tanelerin dagilimi ile ilgilidir. Topragin tutabilecegi su miktari ise daha cok  topragin sahip oldugu organik madde miktari ile orantilidir(bitki artiklari) sonucta bol organik made iceren iyi bir toprak cesidinin su tutma kapasitesi yûksek olur. 

Bu raporu görûnce, kizginlik ile saskinlik icinde, Calismamdan sorumlu Profesöre(Dekan) gittim ve böylesi yikimlara karsi isyan edecegini sanmistim. Tûrkiyede, aldigimiz egitime göre, “Okuyan, bilgili adam” Kötûlûk yapmazdi, sadece “Cahiller” KÖtûlûk yaparlardi! Bu profösörde, bir bilgin olarak bu “Barbarliga”, sömûrûye isyan edecekti, sanmistim! Bu okuyan bilgili Profösörde, böylesi kötûlûge, isyan edecekti benim gibi! Ayrica “NATO”dayiz! Teknolojisi gelismemis bir ziraat ûlkesi olan Tûrkiyenin, ihtiyaci olan teknik ihtiyaclarini karsilamak icin  Amerika ile alis veriste bulunmak icin, ziraatini gelistirmek zorunda ve ayrica ziraati yikilmis bir ûlke, amerika ile ticaret nasil mûmkûn olur?  Bundan Ötûrû, Profesörûn, benim gibi bu “Tûrkiye Projesine” isyan” edecegini sanmistim!

Ne yazikki Profesörûm, bu “Projeden” habardardi ve gerekli oldugunu söylûyordu! Ve profösörim , devamla, “Mehmet,  Amerikanin refahi,  0/062.5lik dûnya sömûrûsûne dayanmaktadir! Buda yeterli degil, daha artmasi gerekmektedir (Ve bu korkunc sömûrû, Bu Gûnkû Dûnyamizi sallamaya basladi)! Burada egitim gören sizler, egitimden sonra, önemli görevler alacaksiniz ve bundan ötûrû, Amerikanin menfaati icin calismaniz gerekmekte, Ve devam etti, “Duydum siz Vietnam harbine karsisiniz ve buda “Komunusliktir” dedi. Bende, cevap olarak, “Amerikaya karsi degilim ve Amerikaya saldiran kim olursa  olsun, O saldirana karsi Amerikanin yaninda yer alirim demem” fayda etmedi! Hemen telefona sarilarak, Kûtuphaneye emir vererek, o raporun v benzer raporlarin derhal kûtuphaneden cikarilmasini emretti. Ve bana dönerek, “Mehmet hic unutma, Döktora almaniza mani olacagimiz gibi, Dûnyanin neresinde olursa olsun, Herhangi bir önemli is almanizi önliyecegiz dedi. Ve dedigini yapti Adamcagiz! Master`derecesini verdi ama, Doktorayi önledi (Bundan ötûrû, Utah State ûniversitesinden Doktoraya basladim)! Ve Afrikada calisirken, Ondan gelen emir ûzerine, Îsvecli Görevliler tarafindan isten atildim! Ne yazikki, Îsvec, Amerikanin bir eyaleti gibi! Zamaniniz varsa, Geri kalan deneyimiden bir parca daha yazabilirim, cok ilginc!

1973  yilinda, “Utah Eyaletinde,  Devlet ûniversitesinde Doktora talebesiyim.  Tûrkiyeli arkadaslar, Demirel(Adini hatirlamiyorum) soy isimli bir Profesör vatandasimiz,   evini degistiriyormus ve bendende yardim istediler! Bende gönûllû olarak, hem memletimin bu profesörûnû tanimak ve hemde evini tasimak bir zevktir deyip, anilan gûnde, bana yakin bir arkadas ile, Anilan Profesörûn evine gittik! Bizi yardima cagiran arkadaslardan hic biri yardima gelmedi. Arkadasim ile, Profesör Demirel`in evini tasimaya basladik. Ögle yemegi icin bizi “Hamburger” yemeye götûrûrken, nereli oldugumu sordu! Askerlikten gelme oldugunu bildigim icin, “Dersim” adindan hoslanmiyacagini dûsûnerek, “Tunceli” dedim! Bu Profesör, bana dönerek, “Sivas`tan öte, hepsi hayvanlar, baslarinin kesilmesi gerek” dedi gayet rahatlik ile”. Bende, Hamburger parasini ona ödetmemek ile hayfimi aldigimi sanarak, ögleden sonrada evini tasimaya devam ettik! Bu Profösörûmûz, bir Subay olarak, Doktora yapmaya gönderilmis  Amerikaya!  Amerikadaki yasamindan memnun olacakki, Tûrkiye`ye dönmemek icin, bir Amerikali kadin ile, para karsilig, gayri resmi bir evlilik yapmis, Askerlikten atilmasi icin( Esinden ayrilmayarak).  “Askerlikten” atilmis ve böylece egitimi icin, Devletten aldigi “Burstanda” kurtulmus! Fakat ben ödedim! Bu kahraman Askerlerimiz, “Vatan, Millet, Sakarya” perdesi altinda, Hûkûmranligini sûrdûrûyorlar! Kalkinma – îlerme, Kendi Hûkûmranliklarinin sonunu getireceginden, “Demokrasiye” Dûsmanlar, Ergenekoncular! Erdogan`nin Mûslûmanlik Perdesi!

Bir Gaye icin (Yagma, Linc, ve ganimat icin), yetistirilen Yeniceri, bir Ulusu temsil etmez! Bir Ulus, Yûzde Yûz, Barbar olamaz, Linc Kültûrûnûn temsilcisi olamaz, olmamali! Linc Kûltûrûnde, Ganimet var, hirsizlik var, calma – cirpma var, irza gecme var, bir yere siginarak kabadayilik var, varda var! Osmanlilar, hic bir fark gözetmeden, Anadolu halklarini soydu, sogana cevirdi, deyim yerinde ise! Kurulan Cumhuriyetinde yaptigi, pek farkli olmadi bu konuda! Ittihat – Terakinin görevi neydi biliyoruz – beraber calistiklari arkadaslari arasinda(Gizli Dernekler), katliamlar eksik olmadi ve onun yerine kopyasi olan, Gizli “ERGENEKONU” yarattilar ve bu gûne kadar Yasiyor! Ve Buda, Însanca bir dûzene Dûsman! Kul, köle ve asker ister!Bir becerisi, kalitesi ve  eseri  olmiyan, kisi, Palavraya sarilir (Ne mutlu Tûrkûm, dogruyum, caliskanim = Uyutmak, Sarhos etmek), baski ve Linc kûltûrûnû gelistirir! Övûnerek, 3 kitaya hakim olmak!

Bunun baslangici, Osmanlilar ile basladi: YENICERILIK! Osmanli, Girdigi Dogu Avrupada, Hiristiyan cocuklarini zor ile, Aillerinden alarak Yeniceriligi Kurdu ve Cocuklarinin arkasindan agliyan Annelerini, sac saca bagliyarak “Dirina” nehrine atiyorlardi(Bu olay ile ilgili bir Yazar, “Nobel Ödûlûne layik görûldû)! Ve bu Yeniceri ordusu ile, girdigi (Bahsettikleri ûc Kita) her yeri yagmaladilar, soydular, halkin irzina gectiler (Atalarinin), ganimetler elde ettiler, gelismelerini önlediler  isgal ettikleri ûlkelerin! Ve kovulduklarinda ise, ANATOLIA (Anadoluyu) yagmaliyarak Yasamini, yikimina kadar sûrdûrdûler! Ve bu gûn, Osmanlinin girdigi her yerin durumundan sisinmek ahlakli bir insanin isi degil: Geri kalmisligina sebep oldular bu alanlarin, bu gûne kadar! Yeni cerinin devami olan Ittihat ve Terakinin, Gizli örgûtlenmeler vasitasiyle, beraber calistiklari arkadaslari arasinda, katliamlar eksik olmadi ve giderek zamanimiza kadar Uzanan gizli  “ERGENEKONU”, Kurduklari Cumhuriyeti samarlayip durdu!

. Egenekon, ergekonlugunu yapacak! Egenekon gölgesinde, Cumhuriyet olamaz! Esqiyadan uygarlik olmaz ve olmadi. Batidan alinanlar, sadece “ÎSÎMDEN” ibaret  kaldi! Elazigda, bir zamanlar, “HALK EVLERI” diye bir bina vardi ve daima kapali kapisindada bir bekci vardi! Iceri girmek yasakti! Sonradan ögrendik, gelen “Parti kodamanlari” kaliyormus! Otelmis! Laikligin, adindan baska bir görevi oldumu? Sadece “Aydinlanmayi” önledi ve oda, Erdogani iktidara getirdi bu gûn! Kadin Haklari ile övûnûyorlar Atatûrkcûler:  Peki eseri? Dag fare dogurmus ( 2010-2020 yılları arasında işlenen 2534 kadın cinayetinin görsel bir Türkiye analizi)!

Kûltûrde, Egitimde, Sanatda, beceride ileri olan Ermenilerin, yarattiklari ile geciniyorlar hala(Kazilmiyan Ermeni Mezari kalmadi dense yeridir) ve 1957 yili talanini,unutmamak lazim. Tûrkiyedeki ilk Tiyatroyu, Sinemayi ve Kûltûr ocaklarini kuranlar, önayak olanlar, “Emeniler ve Rumlar`dir”! Bu sanatkâr Ermeni, rumlar ve diger halklar, Adlarini degistirmek zoruna kaldilar, yasamak icin, calismak icin gercek adlarini, kisiliklerini saklamak zorunda kaldilar! Hitlerden Kacanlar, Ilk Gercek Ûniversitelerin temelini kurdular!

 1950`lerde, Ankarada, bir Tiyatro gösterimini hic unutmam! Adini unuttum, özûr dilerim! Kisa olarak konusu; Bir komiser ve bir arkadasi ile,  uygunsuz bir halde (Nerdeyse ciplak), bir Fuhus evinde yakaliniyorlar bir polis ve bir bekci tarafindan! Masanin ûstûnde, Komiserin ” AY YILDIZLI” sapkasi duruyor! Komiserin tek cabasi, bir an önce, ” Ayyildizli  sapkayi”  basina gecirmek, böylece “KIM” oldugunu göstermek. Fakat, Polis ve Bekci, onun ” Komiser ” olduguna inanmiyorlar! Komiserin Sapkaya dogru her hareketi önleniyor! Polise, egitimini soruyorlar,  Ilkokul 3`te, 3 sene okudum diyor! Bekci ise, ilk okul 5`inci sinif mezunuyum diyor!  Nihayetinde, Komiser sapkasina ulastiginda, Bekci ve polis, resmi durusa gecerler komiserin karsisinda ve Polis ile Bekci cezalandiriliyorlar! Iste Tûrkiyenin gercek resmi! Dûnde, BU Gûnde! Yetkililer ve etkililer sorgulanmaz! Erdogan`i suclamaya ne kadar hakkimiz var? Bu gûnkû iktidarinda Yapmak istedigi bundan farkli degil!

Dogunun (KÖylerininin bosaltilmasindan sonra) Hayvanciligi ve Ziraati ile beslenen Tûrkiye bu gûn, Gûney Amerikadan, Deli dana hastaligina tutulmus hasta hayvanlari getirmek durumunda kaldi! Ve Bunuda, bir basari olarak ilan ediyorlar! Zaten yaptiklari her sey, yikim ve katliamlar dahil, her sey “KAHRAMANLIK” oluyor!

 Yil 1968 – 1969, Amerikada, “Department of Agronomy, Iowa State Unversitesi, Ames`te, “Master”  calismalarina basliyorum! Arastirma konusu ile ilgili konuyu arastirirken,  Kûtuphanede, cok ilginc bir rapor ile karsilastim!

Raporun konusu: Amerikada Bugday ûretimi fazlasi var, satilmasi gerekiyor! Bunun icin, bir heyet görevlendiriliyor ve bu heyetin görevi, Dûnyada bugday ûreten ûlkelerdeki  Bugday alanlarini, nasil bugday ûretmez hale getirilip bugday satmak ve bu gaye icin bazi ûlkeler tasarlanyor ve Tûrkiyede Bunlardan birisi (Maalesef diger ûlkeleri hatirlamiyorum simdilik). Tûrkiyede sectikleri yer Konya Ovasi! Tûrk Devletine, tavsiyede bulunacaklar: “Konya ovasi bugday anbari oldugu halde daha cok hayvancilik yapilmaktadir”! Neden sadece bugday ekmiyorsunuz diye tavsiyede bulunacagiz. Devam ile, Bu devirde, Kara  saban ile tarim yapilmaz, traktörler almaniz gerek, diye tavsiyede bulunacagiz! Bunun Gayesi: Devamli bugday (Arpa, Dari, etc.)ekilen topraklar verimliligini 5 yil icinde, ûretme gûcûnû, ve verimliligini  kaybedecegi gibi (Bitki artiklari ve Organik madde eksikligi vs.) erazyon sorunu baslar ve böylece, “Bir Tas ile Bes Kus vururma misali): Satacagimiz Bugday ve traktör`e ilaveten, erazyona karsi “Eleman gönderecegiz. Rapor su cûmleler ile bitiyor: Tahmin ettigimiz 5 yillik süre, yerine, 3 yillik bir sûre sonra, gayemize ulastik!  Yani  verim  dûstûgûnde, satilan Bugdaya ilaveten, traktör sattik (Cumhuriyetci Köylû Partis Lideri o zaman, “Amerikadan Aldiginiz Traktörleri, zibillikte, Cûrûmeye birakildi” diye sikayette bulunmustu) ve basliyan erazyona karsi Eleman” gönderdik (Tûrkiyede, Konya Ovasinda erazyona karsi calisan, Hollandali birisiylede sinif arkadasligi serefine nail oldum)!  Bu gûn ise, Konya ovasinda ve yöresinde, kumlu firtinalar,Ankaraya kadar Ulasmakta!  Hem verim dûstû, hem erazyon ile, topragim verimliligi gitti, yarlar hasil oldu, Toprak cöktû, saglik sorunlari yaratti! Göcû Tetikledi! SUSUZLUKTAN! Cûnkû, Devamli, bugday, arpa, dari vs. ekiminde, Topraga katkida bulunmadigi gibi (Organik made eksikligi), erozyona sebep olur! Bilindigi gibi, her yil ayni tarlaya ayni bitkiler ekilmez! Ve yine bilindigi gibi, yonca ve yem bitkilerinin ekildigi topraklar, verimli hale gelmekteler, organik made birikimimnden  ötûrû. Organik bitki örtûsû olmiyan Toprak, Su Tutmaz ve Erazyona ugrar toprak! 

Tûrkiyenin baska bir yerinde, görûlmiyen bu nevi Coraklik sinyallarinin Konya Ovasinda görûnmesinin bir sebebi YOKMU? Bilinen bir gercek var Ziraatde: Her yil Ayni bitki ekilmez bir Araziyeye! Ayrica, Suyun toprak icinde, hareketi, topragin fiziksel özellikleri tarafindan yani tane bûyûklûgû ve bu tanelerin dagilimi ile ilgilidir. Topragin tutabilecegi su miktari ise daha cok  topragin sahip oldugu organik madde miktari ile orantilidir(bitki artiklari) sonucta bol organik made iceren iyi bir toprak cesidinin su tutma kapasitesi yûksek olur, catlaklar olmaz! Otlatilan Arazilerde, Bitki artiklarinin devamliligi ve Ekilen Yonca Ve saire (Bir kac yil sureli), Yem bitkileri Organic Madenin kaynagidirlar! 

Özet olarak, Suyun toprak icinde, hareketi, topragin fiziksel özellikleri tarafindan yani tane bûyûklûgû ve bu tanelerin dagilimi ile ilgilidir. Topragin tutabilecegi su miktari ise daha cok  topragin sahip oldugu organik madde miktari ile orantilidir(bitki artiklari) sonucta bol organik made iceren iyi bir toprak cesidinin su tutma kapasitesi yûksek olur. 

Bu raporu görûnce, kizginlik ile saskinlik icinde, Calismamdan sorumlu Profesöre(Dekan) gittim ve böylesi yikimlara karsi isyan edecegini sanmistim. Tûrkiyede, aldigimiz egitime göre, “Okuyan, bilgili adam” Kötûlûk yapmazdi, sadece “Cahiller” KÖtûlûk yaparlardi! Bu profösörde, bir bilgin olarak bu “Barbarliga”, sömûrûye isyan edecekti, sanmistim! Bu okuyan bilgili Profösörde, böylesi kötûlûge, isyan edecekti benim gibi! Ayrica “NATO”dayiz! Teknolojisi gelismemis bir ziraat ûlkesi olan Tûrkiyenin, ihtiyaci olan teknik ihtiyaclarini karsilamak icin  Amerika ile alis veriste bulunmak icin, ziraatini gelistirmek zorunda ve ayrica ziraati yikilmis bir ûlke, amerika ile ticaret nasil mûmkûn olur?  Bundan Ötûrû, Profesörûn, benim gibi bu “Tûrkiye Projesine” isyan” edecegini sanmistim!

Ne yazikki Profesörûm, bu “Projeden” habardardi ve gerekli oldugunu söylûyordu! Ve profösörim , devamla, “Mehmet,  Amerikanin refahi,  0/062.5lik dûnya sömûrûsûne dayanmaktadir! Buda yeterli degil, daha artmasi gerekmektedir (Ve bu korkunc sömûrû, Bu Gûnkû Dûnyamizi sallamaya basladi)! Burada egitim gören sizler, egitimden sonra, önemli görevler alacaksiniz ve bundan ötûrû, Amerikanin menfaati icin calismaniz gerekmekte, Ve devam etti, “Duydum siz Vietnam harbine karsisiniz ve buda “Komunusliktir” dedi. Bende, cevap olarak, “Amerikaya karsi degilim ve Amerikaya saldiran kim olursa  olsun, O saldirana karsi Amerikanin yaninda yer alirim demem” fayda etmedi! Hemen telefona sarilarak, Kûtuphaneye emir vererek, o raporun v benzer raporlarin derhal kûtuphaneden cikarilmasini emretti. Ve bana dönerek, “Mehmet hic unutma, Döktora almaniza mani olacagimiz gibi, Dûnyanin neresinde olursa olsun, Herhangi bir önemli is almanizi önliyecegiz dedi. Ve dedigini yapti Adamcagiz! Master`derecesini verdi ama, Doktorayi önledi (Bundan ötûrû, Utah State ûniversitesinden Doktoraya basladim)! Ve Afrikada calisirken, Ondan gelen emir ûzerine, Îsvecli Görevliler tarafindan isten atildim! Ne yazikki, Îsvec, Amerikanin bir eyaleti gibi! Zamaniniz varsa, Geri kalan deneyimiden bir parca daha yazabilirim, cok ilginc!

1973  yilinda, “Utah Eyaletinde,  Devlet ûniversitesinde Doktora talebesiyim.  Tûrkiyeli arkadaslar, Demirel(Adini hatirlamiyorum) soy isimli bir Profesör vatandasimiz,   evini degistiriyormus ve bendende yardim istediler! Bende gönûllû olarak, hem memletimin bu profesörûnû tanimak ve hemde evini tasimak bir zevktir deyip, anilan gûnde, bana yakin bir arkadas ile, Anilan Profesörûn evine gittik! Bizi yardima cagiran arkadaslardan hic biri yardima gelmedi. Arkadasim ile, Profesör Demirel`in evini tasimaya basladik. Ögle yemegi icin bizi “Hamburger” yemeye götûrûrken, nereli oldugumu sordu! Askerlikten gelme oldugunu bildigim icin, “Dersim” adindan hoslanmiyacagini dûsûnerek, “Tunceli” dedim! Bu Profesör, bana dönerek, “Sivas`tan öte, hepsi hayvanlar, baslarinin kesilmesi gerek” dedi gayet rahatlik ile”. Bende, Hamburger parasini ona ödetmemek ile hayfimi aldigimi sanarak, ögleden sonrada evini tasimaya devam ettik! Bu Profösörûmûz, bir Subay olarak, Doktora yapmaya gönderilmis  Amerikaya!  Amerikadaki yasamindan memnun olacakki, Tûrkiye`ye dönmemek icin, bir Amerikali kadin ile, para karsilig, gayri resmi bir evlilik yapmis, Askerlikten atilmasi icin( Esinden ayrilmayarak).  “Askerlikten” atilmis ve böylece egitimi icin, Devletten aldigi “Burstanda” kurtulmus! Fakat ben ödedim! Bu kahraman Askerlerimiz, “Vatan, Millet, Sakarya” perdesi altinda, Hûkûmranligini sûrdûrûyorlar! Kalkinma – îlerme, Kendi Hûkûmranliklarinin sonunu getireceginden, “Demokrasiye” Dûsmanlar, Ergenekoncular! Erdogan`nin Mûslûmanlik Perdesi!

Bir Gaye icin (Yagma, Linc, ve ganimat icin), yetistirilen Yeniceri, bir Ulusu temsil etmez! Bir Ulus, Yûzde Yûz, Barbar olamaz, Linc Kültûrûnûn temsilcisi olamaz, olmamali! Linc Kûltûrûnde, Ganimet var, hirsizlik var, calma – cirpma var, irza gecme var, bir yere siginarak kabadayilik var, varda var! Osmanlilar, hic bir fark gözetmeden, Anadolu halklarini soydu, sogana cevirdi, deyim yerinde ise! Kurulan Cumhuriyetinde yaptigi, pek farkli olmadi bu konuda! Ittihat – Terakinin görevi neydi biliyoruz – beraber calistiklari arkadaslari arasinda(Gizli Dernekler), katliamlar eksik olmadi ve onun yerine kopyasi olan, Gizli “ERGENEKONU” yarattilar ve bu gûne kadar Yasiyor! Ve Buda, Însanca bir dûzene Dûsman! Kul, köle ve asker ister!Bir becerisi, kalitesi ve  eseri  olmiyan, kisi, Palavraya sarilir (Ne mutlu Tûrkûm, dogruyum, caliskanim = Uyutmak, Sarhos etmek), baski ve Linc kûltûrûnû gelistirir! Övûnerek, 3 kitaya hakim olmak!

Bunun baslangici, Osmanlilar ile basladi: YENICERILIK! Osmanli, Girdigi Dogu Avrupada, Hiristiyan cocuklarini zor ile, Aillerinden alarak Yeniceriligi Kurdu ve Cocuklarinin arkasindan agliyan Annelerini, sac saca bagliyarak “Dirina” nehrine atiyorlardi(Bu olay ile ilgili bir Yazar, “Nobel Ödûlûne layik görûldû)! Ve bu Yeniceri ordusu ile, girdigi (Bahsettikleri ûc Kita) her yeri yagmaladilar, soydular, halkin irzina gectiler (Atalarinin), ganimetler elde ettiler, gelismelerini önlediler  isgal ettikleri ûlkelerin! Ve kovulduklarinda ise, ANATOLIA (Anadoluyu) yagmaliyarak Yasamini, yikimina kadar sûrdûrdûler! Ve bu gûn, Osmanlinin girdigi her yerin durumundan sisinmek ahlakli bir insanin isi degil: Geri kalmisligina sebep oldular bu alanlarin, bu gûne kadar! Yeni cerinin devami olan Ittihat ve Terakinin, Gizli örgûtlenmeler vasitasiyle, beraber calistiklari arkadaslari arasinda, katliamlar eksik olmadi ve giderek zamanimiza kadar Uzanan gizli  “ERGENEKONU”, Kurduklari Cumhuriyeti samarlayip durdu!

. Egenekon, ergekonlugunu yapacak! Egenekon gölgesinde, Cumhuriyet olamaz! Esqiyadan uygarlik olmaz ve olmadi. Batidan alinanlar, sadece “ÎSÎMDEN” ibaret  kaldi! Elazigda, bir zamanlar, “HALK EVLERI” diye bir bina vardi ve daima kapali kapisindada bir bekci vardi! Iceri girmek yasakti! Sonradan ögrendik, gelen “Parti kodamanlari” kaliyormus! Otelmis! Laikligin, adindan baska bir görevi oldumu? Sadece “Aydinlanmayi” önledi ve oda, Erdogani iktidara getirdi bu gûn! Kadin Haklari ile övûnûyorlar Atatûrkcûler:  Peki eseri? Dag fare dogurmus ( 2010-2020 yılları arasında işlenen 2534 kadın cinayetinin görsel bir Türkiye analizi)!

Kûltûrde, Egitimde, Sanatda, beceride ileri olan Ermenilerin, yarattiklari ile geciniyorlar hala(Kazilmiyan Ermeni Mezari kalmadi dense yeridir) ve 1957 yili talanini,unutmamak lazim. Tûrkiyedeki ilk Tiyatroyu, Sinemayi ve Kûltûr ocaklarini kuranlar, önayak olanlar, “Emeniler ve Rumlar`dir”! Bu sanatkâr Ermeni, rumlar ve diger halklar, Adlarini degistirmek zoruna kaldilar, yasamak icin, calismak icin gercek adlarini, kisiliklerini saklamak zorunda kaldilar! Hitlerden Kacanlar, Ilk Gercek Ûniversitelerin temelini kurdular!

Sanirim orta okulda iken,  “Birinci ve ikinci adam” eserlerini,  okumaya baslayinca, Hayran kalmamak elden degildi! Bende,  Atatûrk ve Înönû gibi bûyûk iyi isler yapmak istegi, hayali dogmustu! Fakat Yazarin anlattiklarina göre, Bu iki “Bûyûk Kurtaricilar” Bu ûlke icin ne lazimsa yapmislardi ve bu ûlkenin hic bir eksigi kalmamisti! Inanmamak mûmkûn degildi, bulundugum seviyede! Fakat Uzun yllar aldi, bu ikilinin kurdugu sisteminin “Fasizm” oldugunu! “LINC” kûltûrûnûn her adimi devrim oldu! Salvar yerine pantolon, Fes yerine Sapka, Yasaklanan sakal biyik (Tarlada, carsida – meydanda gördûkleri kisilerin sakal biyigini kestirmeler) ve daha bir cok sey, her adimina  “DEVRIM”  denildi! Lider Tanrilastirildi! Erdogan niye Halife olmasin? Halki, vatandas olarak görmedi, bu “Devleti Muazzamma “! Yeniceri – kisla Kûltûrûnû yerlestirdi! Ûlkenin etrafini, bilhasa Dogu ve Gûney dogusundaki sinirlarini, mayinlattilar, Baxdat, Tahran ve Halep ile ticaretine son verildi. Cûnkû O tarihlerde, Urfa, Antep Mardin ve Diyarbakir`da, kûcûk captadaolsa, ipege varana kadar cesitli isletmeler yaninda Ziraat, hayvancilik ve hayvan ûrûnleri gibi, yaygin  Gelisimeleri  önliyerek, bir halk ve Vatandas yerine, bir “KUL” istiyordu – ASKER- KISLA sistemi! Köy  kalkinmasi diye bir projeleri olmadi! 

Dogunun (KÖylerininin bosaltilmasindan sonra) Hayvanciligi ve Ziraati ile beslenen Tûrkiye bu gûn, Gûney Amerikadan, Deli dana hastaligina tutulmus hasta hayvanlari getirmek durumunda kaldi! Ve Bunuda, bir basari olarak ilan ediyorlar! Zaten yaptiklari her sey, yikim ve katliamlar dahil, her sey “KAHRAMANLIK” oluyor!

 1950`lerde, Ankarada, bir Tiyatro gösterimini hic unutmam! Adini unuttum, özûr dilerim! Kisa olarak konusu; Bir komiser ve bir arkadasi ile,  uygunsuz bir halde (Nerdeyse ciplak), bir Fuhus evinde yakaliniyorlar bir polis ve bir bekci tarafindan! Masanin ûstûnde, Komiserin ” AY YILDIZLI” sapkasi duruyor! Komiserin tek cabasi, bir an önce, ” Ayyildizli  sapkayi”  basina gecirmek, böylece “KIM” oldugunu göstermek. Fakat, Polis ve Bekci, onun ” Komiser ” olduguna inanmiyorlar! Komiserin Sapkaya dogru her hareketi önleniyor! Polise, egitimini soruyorlar,  Ilkokul 3`te, 3 sene okudum diyor! Bekci ise, ilk okul 5`inci sinif mezunuyum diyor!  Nihayetinde, Komiser sapkasina ulastiginda, Bekci ve polis, resmi durusa gecerler komiserin karsisinda ve Polis ile Bekci cezalandiriliyorlar! Iste Tûrkiyenin gercek resmi! Dûnde, BU Gûnde! Yetkililer ve etkililer sorgulanmaz! Erdogan`i suclamaya ne kadar hakkimiz var? Bu gûnkû iktidarinda Yapmak istedigi bundan farkli degil!

Devsirmeler, isgal ettikleri halklara kan kusturduklari ve gelismelerini engelledikleri gibi, Kovulduklarinda, ayni marifetini, Anadoluda tekrarladilar!

Dogunun (KÖylerininin bosaltilmasindan sonra) Hayvanciligi ve Ziraati ile beslenen Tûrkiye bu gûn, Gûney Amerikadan, Deli dana hastaligina tutulmus hasta hayvanlari getirmek durumunda kaldi! Ve Bunuda, bir basari olarak ilan ediyorlar! Zaten yaptiklari her sey, yikim ve katliamlar dahil, her sey “KAHRAMANLIK” oluyor!

 Kûltûrde, Egitimde, Sanatda, beceride ileri olan Ermenilerin, yarattiklari ile geciniyorlar (Kazilmiyan Ermeni Mezarilari kalmadi dense yeridir) ve 1957 yili talanini,unutmamak lazim. Tûrkiyedeki ilk Tiyatroyu, Sinemayi ve Kûltûr ocaklarini kuranlar, önayak olanlar, “Emeniler ve Rumlar`dir”! Bu sanatkâr Ermeni, rumlar ve diger halklar, Adlarini degistirmek zoruna kaldilar, yasamak icin, calismak icin gercek adlarini, kisiliklerini saklamak zorunda kaldilar! Hitlerden Kacanlar, Tûrkiyede, Ilk egitim kurumlarini kurdular!

Birde, bizi uygarliga götûrecek egitimden bahsetmek Gerek!  Bir tek kelime Tûrkce bilmeden okula basladik! Bize, Tûrkceyi ögreteceklerini sandik. Amma ne gezer! Cûnkû ne Kûrtce denilen bir Dil ve nede Kûrt denen bir Halk vardi!Tûrkce sorulana cevap vermeyince, dayak yerdik! Tûrkceyi bilmedigimiz icin, “Tuvalete” gitmek istiyorum demeyi bile blmedigimiz icin “Altina” edenlerimiz  oldu. Tabii, ögretmenlerimizde Uygardi, Atalari Mustafa Kemal gibi! Ûstelik, bu Ögretmenimiz`de Kûrt idi(Ilk okul 3.ci sinifa kadar)), yörenin insani idi! Ama bu ögretmene, “Ögrenciler” ile Kûrtce “konusmama”  emri  verilmisti, kendisine, ” 350 liralik aylik Maaas” karsiligi! Uygarligin ve kurtaricinin emrine göre!  Bu ögretmenimiz, Anne – Babamiz ile, Köydeki halk ile yanimizda, Kûrtce konustugu halde(Cûnkû tûrkce bilen cok azdi köyde, ve kadinlarin hic biri tûrkce bilmiyorddu), bize Kûrtce yasakti(Dayak ti cezamiz)!  Kurtaricimiz öyle istiyordu!  “LYNC” Kûltûrûnû uygulayan fassizm, KURTARICI olarak sunuldu! Sahane bir Tarih Dersinide sunlari bize sundular, ilk okulda:

1) Bûtûn insanlar, Orta Asyadan Dûnyaya yayilmislar, fakat zaman ile, benliklerini unutmuslar ( son zamanlarda, Alevilikte Orta Asyadan “Zuhur etmis” oldu)!

2) Bûtûn Dûnya Halklari, gece gûndûz agliyorlarmis, “TÛRK” olmadiklar icin ( Sinirlar acilsa, Tûkiyeden ilk kacanlar, Erdoganin Dincileri ve Kilicdaroglu`nun Kemalistleri olacak)!

3) Trump ve Obama`ninda, Agrili olduklarini biliyormuydunuz?  Agri Belediye Baskani Sayan, “Her kes Agrilidir. Cûnkû dûnyadaki bûtûn canlilar, Nuh`un, Agridaki Gemisi ile kurtulanlarin soyundandirlar. Dolaysiyle, Trump`da, Obamada Agrilidir, Ne bûyûk seref!

Bir gûn, radyoyu dinliyordum, Konusan Ecevit idi, bir gazeteci ile: kendisine sorulmadan Ecevit, “Aslinda, Ben bir Kûrt Ailesinden geliyorum” diyince, Gazetecide, “Bunun icinmi Kûrtlere yardim ettiniz”? diye bir soru sordu! Ecevit bu soruya cok kizdi ve “Kûrtlere yardim mi”? Ecevit cevabinda, “Diyarbakir´da konusurken, bir genc “Kürtce” Slogan atti! Hemen polise emir verdim, yakalattim o genci, deyiverdi Ecevit! Genc, Sloganda, “Halklara özgûrlûk veya Insan haklari” gibi seyler söylemis galiba!   T.C., bu degerlere dûsman olarak kuruldu! Ergenekon, kendisine verilen görevi  yapacak ve layiki ilede yapti!

1950`lerde, Ankarada, bir Tiyatro gösterimini hic unutmam! Adini unuttum, özûr dilerim! Kisa olarak konusu; Bir komiser ve bir arkadasi ile,  uygunsuz bir halde (Nerdeyse ciplak), bir Fuhus evinde yakaliniyorlar bir polis ve bekci tarafindan! Masanin ûstûnde, Komiserin ” AY YILDIZLI” sapkasi duruyor! Komiserin tek cabasi, bir an önce, ” Ayyildizli  sapkayi”  basina gecirmek, böylece “KIM” oldugunu göstermek. Fakat, Polis ve Bekci, onun ” Komiser ” olduguna inanmiyorlar! Komiserin Sapkaya dogru her hareketi önleniyor! Polise, egitimini soruyorlar,  Ilkokul 3`te, 3 sene okudum diyor! Bekci ise, ilk okul 5`inci sinif mezunuyum diyor!  Nihayetinde, Komiser sapkasina ulastiginda, Bekci ve polis, resmi durusa gecerler komiserin karsisinda ve Polis ile Bekci cezalandiriliyorlar! Iste Tûrkiyenin gercek resmi! Dûnde, BU Gûnde! Yetkililer ve etkililer sorgulanmaz! Erdogan`i suclamaya ne kadar hakkimiz var? Bu gûnkû iktidarinda Yapmak istedigi bundan farkli degil!

Devsirmeler, isgal ettikleri halklara kan kusturduklari ve gelismelerini engelledikleri gibi, Kovulduklarinda, ayni marifetini, Anadoluda tekrarladilar!

Ahmet Nesin`in dedigi gibi, “Sagcilik Tûrkiyenin DNA`sina islemis”! CHP`de hem solcu hem sosyalist! Aglamakmi Gûlmekmi LAZIM?

Özûr dilerim uzun oldu! En içten dileklerimle

Mehmet Tas

Telf.: 0046735521087

İlgili Haberler
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Menü
Sohbeti Başlat
Merhaba,Web Sayfamıza Hoşgeldiniz..
Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?