15 Eki 2021
Paris İklim Anlaşması’nı 3.1 milyar dolar kredi almak için Meclis’e getiren iktidar, aynı gece Türkiye’nin nükleer çöplük yapılmasını da Meclis’te onaylattı. Nükleer çöplük olma macerası ise yıllar öncesinden başladı
AKP iktidarı her attığı adımda ikiyüzlü bir tutum alıyor olması dikkat çekerken, bütün kapitalist ülkeler de aynı ikiyüzlülüğe sahip olduklarını göstermekte. Dünya üzerinde yaşanan ekolojik krizin sonuçlarından biri olan iklim değişiminin çözülebileceği vaatleri ile iklim zirveleri düzenlenirken, çözmek istedikleri şeyin iklim sorunu olmadığı, bu sorunun ardına saklanıp yeni yağma alanlarını ortaya çıkarmaya çalıştıkları, iklim değişimini önlemek adına nükleer santrallere rol biçilme girişimlerinden anlaşılabiliyor. AB üyesi 10 ülke; Fransa, Macaristan, Polonya, Finlandiya, Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Romanya, Slovakya ve Slovenya’nın ilgili bakanları, AB Komisyonu’na ortak imzalı mektup göndererek, nükleer enerjinin yeşil yatırım sınıflandırmasında yer almasını istemeleri dikkat çekmektedir.
‘Kirli pazarlıklar’
AKP iktidarının Paris anlaşmasını Meclis’e getirirken son anda 2 yıldır komisyonda bekleyen bir yasanın da beraberinde gündeme alınıp onaylanması tepkileri ortaya çıkardı. Elektrik Müh. Odası (EMO), Paris İklim Anlaşması’nın Meclis’te onaylandığı 6 Ekim gecesi çevre için büyük bir adım atıldığı iddiasıyla yaratılan algının perde arkasında, “Türkiye’yi nükleer atık çöplüğüne çevirebilecek” iki düzenlemenin daha yasalaştırıldığı vurgulanarak, “Meclis’te bekleyen söz konusu kanun tekliflerinin bir anda gündeme taşınması ve Paris İklim Anlaşması’nın arkasına gizlenerek kamuoyunun dikkatinden kaçırılmaya çalışılması, bu alanda kirli pazarlıkların yapıldığına dair kuşkularımızı güçlendirmektedir” denildi.
Dış atıklar da kabul edilecek
Meclis’te onaylanan söz konusu düzenlemelerden ilkinin “7336 sayılı Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmeye Türkiye Cumhuriyeti’nin Beyanlarla Birlikte Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” olduğu belirtilen açıklamada; kanunda, nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasının yanı sıra ortak proje yürütülen başka ülkelerin nükleer atıklarının da kabul edilebileceği, atığın ortaya çıktığı ülke dışında başka ülkelerde bertaraf edilebileceğine dair hükümlerin yer aldığı hatırlatıldı.
Akkuyu’da temel çatlağı!
Açıklamanın devamında, “İkinci düzenleme ise 7337 sayılı 28 Ocak 1964 Tarihli Ek Protokol ve 16 Kasım 1982 Tarihli Protokol ile Değiştirilen 29 Temmuz 1960 Tarihli Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Şahıslara Karşı Hukuki Mesuliyete Dair Sözleşmeyi Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” olduğu belirtilerek, bu kanunda da meydana gelebilecek kazaların etkilerinden doğacak zararların tazminine ilişkin maddeler bulunduğu aktarılarak, “Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaatı sırasında temelde çatlaklar oluştuğuna yönelik haberler hatırlanırsa, olası bir kaza durumu için hazırlık mı yapıldığı soruları akıllara gelmektedir” denildi.
Paris nükleerin truva atı
Nükleer Karşıtı Platform da (NKP), Paris İklim Anlaşması gündemi içinde yeni nükleer anlaşmaların sessiz sedasız Meclis Genel Kurulu’ndan geçirilmesine tepki gösterdi. NKP, başka ülkelerin nükleer santral atıklarının Türkiye’ye kabulü ve kazalardan zarar görecek üçüncü tarafların tazmin hakları gibi hayati konuları içeren iki kanun teklifinin Paris İklim Anlaşması’nın onaylandığı gece yarısı üzerlerinde hiçbir görüşme yapılmadan Meclis’te kabul edilmesinin Paris İklim Anlaşması’nın amaçları hakkında kamuoyunda şüphe uyandırdığını belirtti. Platform, “Paris İklim Anlaşması nükleer enerjinin truva atı mı!” sorusuyla tepkisini ortaya koydu.
Toroslarda yer arandı
2010 yılında dönemin Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ve dönemin Türkiye Başbakanı R. T. Erdoğan birlikte İran’la yürütülen nükleer görüşmeler kapsamında Tahran’a gitmişlerdi. Tahran’da yapılan görüşmeler sırasında Türkiye’deki TV’ler bir alt yazı haberi geçerek, Erdoğan’ın emri ile Toros Dağlarında uranyumun depolanabileceği alan bakıldığı bilgisi yer aldı. O dönem Uluslararası Atom Enerjisi Başkanı Muhammed El Baradey, “İran elindeki uranyumu Türkiye’ye göndersin, Türkiye bu uranyumu Rusya’ya göndersin ve dünya rahat etsin” sözleri İran’da o gün yapılan anlaşma kapsamında uranyumun depolanacağı alan olarak ilk önce İstanbul Küçükçekmece’deki Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin belirlenmiş olduğunu da hatırlatalım.
2014 ve 2020’de 2 yasa!
Orman ve Su Bakanlığı tarafından 18 Nisan 2014’te yayınlanan ‘6831 sayılı Orman Kanunu Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, “Ormanlık alanlarda kamu yararı ve zaruret bulunması halinde; … yer altında yapılacak patlayıcı madde depolarına…” izin verilebileceği yer aldı. Geçtiğimiz yıl Meclis’te onaylanan 6200 sayılı “Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un değiştirilen 18. maddesinde ise “… yeraltında depolama alanı kurulmasına bedeli karşılığında 29 yıllığına izin verilebileceği” yer aldı.
EKOLOJİ SERVİSİ
Etiketler : Nükleer Santral,