12 Eylül 1980 Askeri Faşist Darbesinin Anatomisi

12 Eylül 1980 Askeri Faşist darbesi Türkiye tarihinde önemli bir milad olup bir kırılma dönemidir. Faşizim bir Karabasan gibi Türkiye Demokrasi güçlerine, özgürlüklere yaşam hakkına can ve mal güvenligine kast ederek Baskı, zulum yasakları ile toplumu esir almış tüm özgürlükleri askıya alarak kendi faşist yasa ve uygulamalarını halklara dayatmıştır. Baskıyla zorla topluma dayattığı Devlet terörü ile Toplum mühendisligi ne soyunan Cunta, toplumu dizayn etme projesi ve inşasıyla harekete geçip baskı rejimini inşa etmiştir. Zulumat zebanilerinin at koşturdugu, muhbir ve ajanların çirit attıkları bir ortamda kelle alıp, korku ve terör estirdikleri topluma kendilerini kurtarıcı olarak lanse edip kurtarıcı pozlarına bürünmüşlerdir. Sanki iç savaş ortamını kendi cuntalı vasıtası ile hazırlayıp yönetime gelmek için resmi ve sivil bindirilmiş alayları ile pogromları, katliamlar ve siyasi cinayetleri kendileri örgütlememişler gibi ülkeyi bir ceza evine topluma suçluluk psikolojisini aşılayıp, Latin Amerika ülkelerinden gördüğümüz uygulamaların aynısı Türkiyede uygulanmaya sokulmuştur. Cezaevleri yetmemiş Stadyumlar, kapalı salonları tıka basa tutuklanan insanlarla doldurulmuş, yüzbinlerce tutuklamalarla, işkendce ve yüzlerce gözaltında ölümler, binlerce faili belirsiz cinayetler işlenmiştir. O da yetmemiş mübet hapis ve idamlarla topluma gözdağı verilip sindirilmeye çalışılmıştır. İnsanlar, sokağa çıkma yasakları ve bir araya gelme yasakları ile adeta tüm ülke bir açık hava hapisanesine dönüştürülmüş, İnsanlar bir birlerinde korkar hale getirilip bir birlerinde şüpelenmelerine güvensizlik oluşturularak bir birinden ayrı durmaya zorlanmıştır. Bunlarda yetmeyince Her gün Tv ve Radyolarda vaazlar veren ve sık sık nitekim kelimesini kullanan “Nitekim Paşa”nın Kurandan alıntıladığı vaazları dinlemeye zorlanmış bu da yetmeyince yardakcılarının marifetleri ile alanlara doldurulan ilk okul ve orta ögretimdeki ögrencilerle zorunlu olarak doldurulan alanlarda şehir ,şehir gezen “Nitekim Paşa” Alanlarda kitlelere nutuklar atmıştır. Zira o bir kurtarıcıdır. Neden ve kimden nasıl bir kurtarıcı olduğu sorusu sorulmadan dinlenilmek zorunda bırakılmış halk yığınlarına gına gelmiştir. Tabi başta Abd olmak üzere Nato ve AB de destekleyip Cuntayı tanımıştır. Abd “Bizim oğlanlar Başardı” Derken, Almanya Hükümetinde yönetimde olan Aslan Sosyal demokratlar darbeyi alkışlamışlardır.
Bir çok akedemisyen, ögrenci yazar, siyasetci ve toplum kesimlerinin ülkeyi terketmek zorunda kaldığı ve büyük bir mülteciligin yaşanmasına vesile olunmuş, Avrupa devletleri bu konuda cuntanın emniyet sibopları olarar Cuntanın rahatlamasını sağlamışlardır. Ülkeyi terkedemeyen muhalifler ise onlarca yıllara hapis, ömür boyu hapislik ve idam cezalarına çarptılılıp esir edilmişlerdir. Cunta tarafında kurulan Kurucu Meçlis hükümetinin temsilcisi Berline geldiginde Şöyle diyecektir, “Ülkeyi Alevilerden, Kürtlerden ve Solculardan temizledik. Çoğunu Tasviye edip kalanlar cezaevinde, gerikalanlarıda sürgüne zorlayıp onlardan kurtulduk” diyecektir. Şimdi Tc’nin 100 yılına doğru yeni bir fay hattı ve kırılma ile karşı karşıyız. 12 Eylül Faşizminin yarattığı besleyip büyüttüğü palazlandırıp iktidara getirdigi Siyasal İslamcıların otoriter dikta rejiminin son dönemlerindeyiz. Rejim kendi Franke steinnini yaratmış ve bitmiş durumda Yeni bir rejim dayatması ile karşı karşıya bulunan Türkiye halkları buna muhalefeti ile demokratik bir oluşumla cevap verip veremeyecegi ortada. İslamo Faşizim rüzgarları esmekte. Lütfen kapılarınızı, camlarınızı kapatın.
Cengiz Ünal
13 Eylül 2021 Berlin
Cengiz Ünal gördü - 25 Mayıs 2021 18:28
Enter
İlgili Haberler
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Menü
Sohbeti Başlat
Merhaba,Web Sayfamıza Hoşgeldiniz..
Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?