Hitlerin Maraşalları Reisin Generalleri

Bir kaç ay önce Almanya televizyon kanalı ZDF-Doku da İkinci Dünya Savaşından önce Hitlerin Alman Ordusu üst yönetim kadrosunda yapacagı dizayn için görev kademe degişikliği ve kendisinin Alman Orduları Başkomutanlığına gelmesini Konu edilen, 3 bölümlük Blomberg-Fritsch-Krizi başlıklı dokumentar Filmi izledim.
Blomberg – Fritsch meselesi ,1938’in başlarında Hitlerin, Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Wehrmacht ) yönetimini ele geçikmek için Nazilerin iki yüksek rütbeli askeri yetkili olan Marşal Werner von Blomberg ve General Werner von Fritsche yapılan nazi komplosu.
Hitler, Werner von Blomberg (Alman orduları başkomutanı ve Savaş bakanlığı baş komutanı ) ve Werner von Fritsch (Kara kuvvetleri Komutanı) memnun değildir. Hitlerin, talep ettiği savaş hazırlıklarına karşı çok tereddütlü olan Generaller, Hitlerin savaş planlarına, talimatlarına uymuyorlardı. ve Askeri konularda bir “onbaşı” olan Hitlerden emir almak istemiyorlardı. Hitler ise kendisine karşı çıkmayacak. Sözünü dinleyecek Generalleri göreve getirmek istiyordu.
Hitler ve Göring, Maraşal Werner von Blombergi bir kadınla evlendirip düğününde şaidleri oldular. Kısa bir süre sonra karısının vesikalı bir faişe oldugunu ve çıplak olarak başka erkeklerle çeklimiş fotolarını göstererek görevinden istifa etmesini yoksa fotoğrafları basına paylaşakcaklarını bildirdiler. Şantajları tutmuş ve Maraşal istifa etmiştir.
Sıra ikinci General Werner von Frisch e gelmişti. Onada eşcinsel oldugu idda edilerek tasviye edildi. Ordu komutasını dizayn eden Hitler artık ülkeleri istila edip savşını başlatabilir. Milyonların ölümüne ve Avrupayı, Rusyayı ve şehirleri yerle bir edebilirdi.
Kıssadan Hisseye
Cumhur Başkanlığı Seçimden önce Genelkurmay Başkanlığı’nın 12 Nisan’da yaptığı ve birçok gazetecinin katıldığı “Basın Bilgilendirme Toplantısı” Toplantıda, Genelkurmaya Başkanlığı, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “Atatürkçülüğe, laikliğe ve cumhuriyetin temel ilkelerine sözde değil özde bağlı” bir adayın seçilmesini ve Akp’nin adayının bu nitelikte olmadığını ima ederek uyarıda bulunmuştur.
Türkiye siyasi tarihine “27 Nisan e-muhtırası” olarak geçen Genelkurmay Başkanlığı bildirisi 27 Nisan 2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda Akp’nin Adayı Abdullah Gül 361 oyla birinci olmasından sonucunda Chp itiraz edecegini 367 oyun alınması gerektigini, Anayasa mahkemesine başvuracaklarını bildirmiştir.
Ardından gece yarısında Genelkurmaya Başkanlığı’nın internet sitesine yüklenen bildiri yayınlandı.
Bildiride, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerinin aşındırılması için bitmez tükenmez gayret gösterildiği, hatta milli bayramlara alternatif kutlamalar yapıldığı” belirtiliyordu.”Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir” Bu e-Muhturayı, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın “Ben yazdım” dediği sonradan ortaya çıktı.
“5 Mayıs 2007’de, yine siyasi tarihe geçen ünlü Dolmabahçe görüşmesi yaşandı. O dönem başbakanlık koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe’deki ofisinde, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı kabul etti. Görüşme 135 dakika sürdü.”
“Görüşmenin içeriğine ilişkin taraflar açıklama yapmadı. Erdoğan, “Büyükanıt açıklarsa, ben de açıklarım” derken, Büyükanıt, “Benimle mezara gidecek” açıklamasını yaptı”.
“İçeriği açıklanmayan bu görüşmeyle ilgili birçok iddia ortaya atıldı. Eski CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, BirGün’deki 15 Mayıs 2008 tarihli köşesinde, “Dolmabahçe görüşmesinde, Erdoğan’ın, Büyükanıt’ın önüne, eşi Filiz Büyükanıt’ın harcamalarını içeren bir dosya sunduğunu” yazdı. Hatta, Büyükanıt’ın görev süresinin uzatılması talebinde bulunmamasının altında da bu dosyanın yattığını ifade etti.”
“4 Mayıs 2007’de gerçekleşen görüşmeden bir ay sonra Ümraniye’de bir gecekonduda mühimmatlar bulunmuş ve ardından Poyrazköy baskınıyla Ergenekon süreci başlamıştı. Bazı kesimler Büyükanıt’ın Dolmabahçe görüşmesiyle Ergenekon sürecine sessiz kalma sözü verdiğini iddia etmişti.”
Abdullah Gül den sonra Reis Cumhurbaşkanı olacak. 2015 de “Fettocular Ordumuza karşı kumpas kurdular” deyip Ergenekonla barışacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, Türkiye’de 16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlamıştır. Reis artık baş komutan benim demeye başlamıştır. 2 ci Başkumandan da eski Genel Kurmay Başkanı şimdin’in Savunma Bakını Hulisi Akar.
İlginçtir Hulisi Akar geçenlerde Almanya’nın başkenti Berlinde Askeri törenle Bandolarla Alman militarizmi dönemi marşlarıyla Alman Savunma Bakanlığında karşılanmıştır. Alman Devleti ve Natonun Alman militarist kanadı, Hulisi Akarı muhatap olarak görmektedir.
Purusya/ Osmanlı Askeri işbirligi Birinci Dünya Savaşında devam etmiş aynı ittifakta yer alınmış, aynı cephede Savaşılmıştır. Alman Ordusunda yetişen İttihatcılar Tc’nin inşasından sonra da Hitler dönemi de dahil omak üzere militarist işbirligi ve Silah ve muhimat alımı askeri sanayi günümüze kadar devam etmektedir. Alman militarzimi ekolu Türk militarizminin modelidir. Natocu Türk Generallerin coğunluğu Alman Genel Kurmayı tedrisadından geçmişlerdir. Geçmekteler.
Not: Alıntılar, Bir gün Gazetesinden alınmıştır.
Cengiz Ünal
İlgili Haberler
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Menü
Sohbeti Başlat
Merhaba,Web Sayfamıza Hoşgeldiniz..
Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?