10 Nis 2021
Van ve Diyarbakır’daTürkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmesine karşı düzenlenen eylem polis engelliyle karşılaştı. Diyarbakır’da konuşan HDP’li Ayşe Acar Başaran, “Tek adamın sözüyle kazanımlarımızdan vazgeçmeyiz, sloganlarımız ve zılgıtlarımızla bu iktidara biz diz çöktüreceğiz” dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (TJA) ile birlikte “Kadınlar için Adalet” kampanyası kapsamında İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına ilişkin Van’da yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe, HDP milletvekilleri ile Serhat kentlerinden çok sayıda kadın katıldı. İpekyolu ilçesi Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar, Valiliğin kentte 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana 1602 gündür ilan ettiği ” Eylem etkinlik yasağı” gerekçesiyle engellenmek istendi. Diyarbakır Kayapınar ilçesi Dünya Kavşağı’nda yapmak istenen yürüyüş de polis engeliyle karşılaştı.
Polis engeline karşı kadınlar, HDP İl binasına doğru, “Jin Jiyan Azadi” sloganıyla yürüyüşe geçti. İl binasına kadar yürüyen kadınlar burada basın açıklaması yaptı.
Burada konuşan HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, AKP-MHP iktidarının kadınlara ve kadınların başarılarına yönelik saldırılarını sürdüğünü söyledi.
Faile ‘iyi hal indirimi’
Hükümetin uzun süredir toplumdaki en aktif güç olan kadınların iradesini hedef aldığını belirten Taşdemir, “Hükümet özellikle Kürt kentlerinde cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdi. Kadına yönelik her türlü doğrudan saldırının temelinde kadınların mücadelelerini ve kazanımlarını sona erdirmek olduğunu biliyoruz. Kadına yönelik doğrudan şiddetin çoğu zaman bir suç olarak görülmediği günümüzde, kadınlar hayatları hakkında kararlar almak için öldürülürken, erkek failler ‘iyi hal indirimi’ ile cezasız bırakılıyor. Bunu en çok pandemi sürecinde gördük” dedi.
Irkçı ve cinsiyetçi politikalar
Pandemi sürecinde kadınların öldürüldüğünü, taciz, tecavüze maruz kaldığını vurgulayan Taşdemir, ülkede hergün 3 kadının öldürüldüğünü belirtti. Taşdemir, “Erkek yargısı, şiddete karşı kendisini savunan kadınlara en ağır cezaları uyguluyor. Yıllarca süren şiddet sonucu kendini savunan Melek İpek, bu haksız ve hukuksuz uygulamaların son örneğidir. Hükümet, kadınları ırkçı ve cinsiyetçi politikalar kurmaya çalışan erkek egemen sistemin önündeki en büyük engel olarak görüyor. Kadınlar için mücadele eden politikacılara ve aktivistlere yönelik saldırıların merkezinde yine bu algı var” diye konuştu.
‘Kadınlar rehin tutuluyor’
Kadın kurumlarının bir bir kapatıldığını belirten Taşdemir, kadınların bu süreçte korumasız bırakıldığını söyledi. Kadın örgütlerine yönelik sistematik saldırıların artmaya devam ettiğini ifade eden Taşdemir, “Siyasi operasyonlar her gün yeni gözaltılara yol açıyor ve kadınlar asılsız iddialarla rehin tutuluyor. Rosa Kadın Derneği’ne operasyon tam da bu nedenle yapıldı. Kadın mücadelesine öncülük eden arkadaşlarımızın yaptıkları eylemler ‘suç’ olarak tasvir edilmiştir” dedi.
Açlık grevleri
Cezaevlerinde artan tecrit politikalarının yaygınlaşarak toplumun geneline sirayet ettiğini belirten Taşdemir, uygulanan tecrit politikalarına karşı açlık grevi direnişinde olan tutukluların talepleri karşılanıncaya kadar mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
Ülkenin her yerinde uygulanan kadın karşıtı politikalarla Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın tutuklanmasına değinen Taşdemir, “Kürt kadın üniformalıların taciz ve tecavüzüne maruz bırakılmış, intihar düşüncesine itilmiş, ancak bu suçları işleyenler serbest bırakılmıştır. Musa Orhan’ın serbest bırakılması özel savaş politikasının en açık örneğidir. Yine karakola gittikten sonra kendisini anadilinde ifade edemeyen ve bunun sonucunda öldürülen Fatma Altınmakas davası soykırım politikalarından bağımsız değildir” şeklinde konuştu.
‘21’nci yüzyılı kadın özgürlük yüzyılı yapacağız’
Kadın haklarına yönelik son saldırıların İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı olduğunu belirten Taşdemir, “Sözleşmeden çekilmekle hükümet, kadın düşmanlığını bir kez daha tescilledi. Kadınlar olarak, AKP-MHP erkek ittifakına karşı mücadele kararlılığımızı bir kez daha yeniliyoruz. Hayal ettiğiniz eril sistemi inşaa etmenize asla izin vermeyeceğiz. İçimizde faşizme karşı bir direniş estetiği oluşturarak, savaşımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Mücadelemizi büyüterek ve paylaşarak, 21’nci yüzyılı kadın özgürlük yüzyılı yapacağız” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kadınlar polis ablukasını protesto etti
Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin, “İstanbul Sözleşmesi’ni sokaklarda kazandık, sokaklarda savunacağız” şiarıyla Diyarbakır Kayapınar ilçesi Dünya Kavşağı’nda yapmak istediği yürüyüş polis engeliyle karşılaştı.
Yürüyüşün başlatılacağı Dünya Kavşağı yoğun güvenlik önlemleriyle ablukaya alındı. Yürüyüşe katılmak için, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP milletvekilleri Nuran İmir, Remziye Tosun, Dersim Dağ, Semra Güzel, TJA aktivistleri ve çok sayıda kadın Dünya Kavşağı’na geldi. Kavşağa gelen kadınlar dört farklı noktada polislerce ablukaya alındı. Kadınlar, sloganlar ve zılgıtlarla polis ablukasını protesto etti.
‘Saltanatlarını kadınlar yıkacak’
Dört saatlik müzakerenin ardından kadınlar açıklama yaptı. Açıklamayı HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran yaptı. Başaran, polislerin saatlerdir alanda kadınların sesini bastırmaya çalıştıklarına dikkati çekerek, “Kadın düşmanları ve katiller için kurmadıkları barikatları kadınların etrafında kurdular. Bu bir kere daha gösterdi ki bu iktidar kadın düşmanıdır. Karşısında kadın görmek istemiyor ama kadınlar barikatlarınızı, tek adam rejiminizi tanımaz. Dört duvara hapsettiniz biz direnmeye devam ettik, tehdit ettiniz biz mücadeleye devam ettik.Korkmakta haklısınız çünkü saltanatınızı kadınlar yıkacak” dedi.
‘İktidara biz diz çöktüreceğiz’