KONFERANS’A GİDERKEN AKLIMA TAKILANLAR !

KONFERANS’A GİDERKEN AKLIMA TAKILANLAR !

Türkiye’de Demokrasi-Barış ve Özgürlük mücadelesinde sınıfta kaldık.
1- 12 Eylül’ün geleceğini öngöremedik.
2- Öngördüysek bile, hiçbir şekilde karşı duruş sergilemedik. 11 Eylül 1980 e kadar, “varlığı- Güvenilirliği ve güçlülüğü” konusunda eleştiri dahi kabul etmeyen örgütler arasında silahlı çatışmalar dahi yaşandı ama 12 Eylül darbesine karşı bir slogan bile atılmadı.
3- 25 yıldır, Örgüt-Birlik-Mücadele yolunda, ileri gitmek şöyle dursun, daha da geri gidilmiştir. Mitoz bölünmeyle paramparça durumdayız.
4- Tüm sol örgütler “Enternasyonalizm” söylemiyle kulakları tırmalarken, Kürtleri kendi kaderine terk etmişlerdir. Bu konuda resmi ideolojinin sınırları aşılmamıştır.
5- TC’nin kuruluşunda Kuvvayı-Milliye’nin , daha sonra Sosyal Demokratların yaptığı gibi (Solcu – Sosyalistlerimiz ) de Aleviliği, örgütlerinin arka bahçesi olarak görmüş ve “Hazır Kuvvet” olarak kullanmışlar ancak; Aleviliği, tarihsel ve bilimsel olarak irdeleme, sosyal ve sınıfsal yerini belirleme zahmetine girmemişlerdir. Aleviler de varoluş felsefelerinden dolayı her yaklaşımı art niyetsiz kabullendikleri için, her seferinde oyuna gelmişlerdir. Bağnaz gericiliğe karşı “laikliğin” sigortası olarak görülmüşler ama kültürlerinin özgürleştirilmesi için hiçbir destek sunulmamıştır.
6- Geçmiş dönemde, örgütler Halkın ortak talepleri doğrultusunda yapılandırılmamış, aksine Örgütlerin talepleri doğrultusunda halk yönlendirilmek istenmiştir. Örgütler kendini halkın üstünde ve önünde görmüş, halkı güven çerçevesinde değil, “Disiplin” çerçevesinde kendine bağlama çabasına girmiştir. . Bu durum halkı Örgütle buluşturup kaynaştırmamıştır.
7- Biz, Komünist- Sosyalist ve Bilimsel değerlerimizi ne tutucu Gerici ve statükocu devlet kadrolarına karşı, nede bireylere veya karşı örgütlere karşı, gurupsal veya bireysel olarak savunamadık. Çok yerde Sosyalistliğimizi, Komünistliğimizi, Ateistliğimizi gizledik. İllegalite’ yi eylemlerimize değil değerlerimize uyguladık. Yaptıklarımızı değil, Düşünce ve ilkelerimizi gizledik. Kendimizi Ateist olarak düşündük ama Cami avlularında cenaze namazlarında “saf tutmak”tan imtina etmedik. Ramazan da İçki ve sigara “Yasağı” na boyun eğdik. Bu durum bizi Dindarlar gözünde “iki yüzlü” ve güvenilmez konuma düşürdü. Ama biz bunu, “halkın değerlerine saygı” diyerek kendimizi temize çıkarmaya çalıştık. Değerlerimizi sahiplenemediğimiz için, kurumlaşamadık, Halkla buluşamadık. Kof, Slogancı yapılar olmayı aşamadık. Dinlere ve Mezheplere karsı mesafeli davranamadık. Kısaca Dayatmalar boyun eğilmiştir.
8- Tüm bu ve benzeri durumlarda netleşmeyi ve özgüveni oluşturacak bir “Kişilik Çözümlemesi” ni proğramımıza almalıyız. (Devrimci- Sosyalist- Komünist ) Kişiliğin detaylarını bir kez daha derinlemesine araştırıp netleştirmeliyiz. Kişiliğimizin gereklerini tavizsiz yerine getirmenin detaylarını tartışmalıyız.
9- 12 eylül darbesinin üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen, hiç ders çıkarılmadığı gibi, eski gurup aidiyetleri “tarikat” bağlılığı ile devam etmektedir. Bu tutuculuk yeni yapılanmalara ve siyasi birliktelikler oluşumuna engel olmaktadır.
10- Siyasal yozlaşma, “Eski Solcular” – “Eski Komünistler” gibi yeni terimler üretmiştir. ( Eski faşist, Eski Liberal- Eski Sosyal Demokrat- Eski sağcı- Eski gerici ) gibi bir kavram yokken, yukarıdaki kavramların ,karşı- ideolojilerin bilinçli bir yozlaştırma politikası olduğu aşikardır. Komünistler yaşlanır ancak Komünist düşünce eskimez. Eski Solcu yada Eski Komünist nitelemesi olsa olsa komünist düşünceyi terk edenler, örgütlü mücadeleyi bırakıp, bireysel çıkar hesabıyla sisteme entegre olanlar için kullanılır. Böyle niteleyerek onları meşru göstermiş oluyoruz.
11- Tüm Komünistler Devrimcidir ancak, tüm devrimciler Komünist değildir. Artık Komünist nitelemesini net ve tavizsiz kullanmalıyız. yasal bir engeli de bulunmamaktadır.

Yeni dönemde aynı ve benzer hatalara düşmeden, Emeğin kurtuluşu yolunda (Birlik-Dayanışma ve Mücadele) yi, hiçbir kişi yada gurubun tekelinde veya himayesinde görüp göstermeden, tüm emekten Barıştan ve Özgürlükten yana olanlarla yan yana omuz omuza ve birlikte olmanın tüm yollarını usanmadan arayıp bulmak zorundayız. Dünyada Sovyetlerin çöküşü ve ülkemizde yaşadığımız faşist darbelerden gerekli dersleri çıkaracağımız umudu ve dileğiyle hepinizi yoldaşça selamlıyorum.

SÜLEYMAN DEPREM

İlgili Haberler
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Menü
Sohbeti Başlat
Merhaba,Web Sayfamıza Hoşgeldiniz..
Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?