Alevi toplumuna karşı her geçen gün saldırılar daha da yoğunlaşmakta. Bu tesadüfi bir durum mudur? Kesinlikle hayır. Alevilerin örgütsel gelişiminden rahatsız olanlar var, bunu aleviler bilmelidir. Alevi toplumunun varlığından rahatsız olanlar, Alevilerin tarihsel ve toplumsal değerlerini, yaşam realitelerini, kendilerine karşı tehlike olarak görenler, Kafatasçı Irkçı Türk İslam Sentezcileridir. Saldırıların hedefi, örgütlü alevilerdir.
Şu bilinmelidir ki, tek bir örgütlü alevi kurumu, yüz binlerce örgütsüz insanımızdan daha da etkilidir. Yüzlerce kurumumuzun varlığı ve gelişimi, Muaviye ve Yezit zihniyetini zorlamaktadır. Varlığımıza bile tahammül edemeyen bu anlayış, örgütlü gelişimimizin karşısında her türlü saldırıyı geliştirme ihtimali yine yüksek. Saldırılar en zayıf olduğumuz noktalardan başlayabilir. Bu da dedelik postuyla kurt postunu birbirine karıştıranlar, ilk kullanılacak olanlardır. Bunlar geçmiş tarihimizden bugüne kadar, içimizde küçük çıkarları uğruna alevi toplumunun bütününü, geleceğini feda eden düşmanına sevdalı, sözüm ona dedelerdir.
Saldırıların yoğunca yaşandığı diğer bir yanımız ise siyasi zemindedir. Türkiye’de tüm siyasi parti ve oluşumlar, Alevi toplumunu kendilerine oy ve taraf olma potansiyeli olarak görmüşlerdir. Alevi toplumunun özgünlüğü içinde bulunduğu sorunları, ihtiyaçları ve ne istedikleri bugüne kadar sorulmadığı gibi dikkate de alınmamıştır. Alevi toplumunun mağduriyet ve ihtiyaçlarını dile getirip, talep edebilecek örgülü yapıdan yoksun oluşu, saldırılar karşında savunmasızlığı ve kullanılmayı da beraberinde getiriyor. Mevcut durumdaki örgütlülük, Sivas katliamı ve vahşetine karşı bir tepki hareketi olarak başlamış olsa da yüzlerce yıllık baskı ve katliamın bir sonucudur. Bu duyarlılık ve tam oturmamış örgütlülük, daha gerçekçi ve çağa cevap olacak aşamaya getirilmelidir.
Bu örgütlenme kurumlaşarak ve kendi ruhsal karakterini bulması, dışarıdan görüldüğü gibi kolay olmadı. Olağanüstü fedakarlıklarla çok değerli emek ve mücadeleler sonucu bu aşamaya geldi. En değerli varlığın senin örgütlü yapındır. Gerçek örgütlü yapı, tüm Alevi toplum ve değerlerini kapsayıp geliştirmekle yükümlüdür. Bütün Alevi toplumu örgütsel gerçeklik ve gelişiminin bilinciyle var olabileceğini anlamalıdır. Alevi tolumu örgütsel bütünlüğü, bilinci doğrultusunda, strateji ve taktiksel olarak siyasal alanda da ilişki ve tercihlerini, kendi toplumsal çıkarları doğrultusunda geliştirmelidir.
Kemal Cenik