Sağlıkçlılar grev yapar mı…
Dr. Yaşar Ulutaş, İspanya’da sağlıkçıların salgında yaptıkları grevin suç olmadığını hatırlatarak “TTB’nin hayatını kaybeden sağlıkçılar için yaptığı eylemler ise ‘teröristlikle’ suçlandı” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
ANASAYFA GÜNCEL
Paylaş
Dr. Yaşar ULUTAŞ*
Avrupa’da Kovid-19 salgınının en yoğun görüldüğü ülkelerden biri olan İspanya’da Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, toplamda 988 bin 322 teyitli Covid-19 vakası varken 34 bin 210 kişi de hayatını kaybetti.
Sağlık çalışanlarının bağlı olduğu 4 sendikanın çağrısıyla İspanya’da salgının en yoğun olarak görüldüğü başkent Madrid’de doktorlar, sağlık sektöründeki personel eksikliği, devlet hastanelerinde yatırımların durması hastanelerdeki yoğunluğa çözüm üretilememesi ve Covid-19’a karşı alınan önlemlerin yetersizliği gerekçesiyle grev yaptı. Barselona’da da sağlık çalışanları tepkilerini soyunarak gösterdi.
İspanya’da sağlık çalışanları, sağlık sektöründeki özelleştirmeyi ve personel eksikliğini protesto etmek için geçen haftalarda 40’tan fazla şehirde eylem yapmıştı. Hekimler, sağlık kuruluşlarındaki yoğunluğun korkutucu boyutta olduğunu ve bu duruma daha fazla katlanamayacaklarını belirtiyorlar. Sorunlar bizim ülkemizle de benzer özellikler içermekte.
Covid-19 pandemisinin bütün dünyaya dayattığı yeni düzende, çalışma hayatı, kendi iç dinamikleri gereği oluşturduğu aktörlerle uyumlu bir birliktelik kurmak zorundadır. Bu yeni düzende çalışan ve yüksek vasıflı olan hekim grubu yeni yöntemlerle iş yapmaktadır. Fakat bu yeni düzenle birlikte olayın aktörleri olan sağlık çalışanlarının yeni ve farklı riskler edindiği ve farklı talepleri olduğu görülmektedir.
Çalışan, yöneten ve devlet üçleminin belirli bir sistem olmaksızın sağlıklı ilerleyebilmesi mümkün değildir. Sağlıkta çalışan-yöneten ilişkilerinin en önemli aktörlerinden birisi hekimlerdir. Hekimler bir hizmet üretmektedir. Sağlık çalışanlarının ürettiği güç bir emek gücüdür. Sağlık çalışanlarının hak ve menfaatlerini koruyabilmenin tek yolu bu emek gücünü ne oranda ve hangi doğrultuda kullandıkları ile ilgilidir.
Hiçbir yayın organında İspanya’da grev yapan eylemcilere yönelik müdahale ya da suçlama olduğuna dair herhangi bir bilgiye rastlamak mümkün değildir. Demokratik bir ülkede olması gereken de budur. Fakat ülkemizde Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık görevlileri için Türk Tabipleri Birliği, yaptığı “Yönetemiyorsunuz, Ölüyoruz” siyah kurdela eylemi nedeniyle iktidarın küçük ortağı tarafından teröristlikle suçlanmıştı.
Oysa ki meslek örgütleri ve sendikalar çalışma hayatının barışı ve taraflar arasındaki iletişim açısından zorunlu kurumlardır. Çalışma koşulları ve kurallarının belirlenmesinde rol alarak, koşulların iyileştirilmesini sağlamak, çalışanların hak ve çıkarlarını korumak, ücret paylaşımında çalışanların hakkını korumak ve artırmak gibi temel konularda önemli rolleri mevcuttur.
Yöneticileri ile sağlık çalışanlarının farklı hedefleri olması nedeniyle, olası bir çatışma kaçınılmazdır. Taraflar arasındaki çatışma, hekimlerin daha iyi ücret ve çalışma şartları isteği ile yönetenlerin çıkarlarını arttırma istekleri arasındaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Çatışmanın nereden kaynaklandığı veya nasıl ortaya çıktığının önemli olması kadar nasıl çözülebileceğine odaklanmakta önemlidir.
Doğru ve adil bir çözüm için; sorunun tüm boyutlarıyla incelenmesi taraflar arasında eşitlik, adalet ve demokrasinin tesisi; sağlık, sosyal güvenlik, refah artışı, ücretlerin düzenlenmesi, çalışanlara belirli bir gelirin garanti edilmesi, anlaşmazlıkların önlenmesi, çatışmaların azaltılması ve uyumlu ilişkilerin geliştirilmesi için sağlık çalışanları ve onların temsilcisi örgütlerin karar alma süreçlerine katılımı kaçınılmaz bir zorunluluktur.