KADIN
İnsanlık derin tarihi bilincine ulaşmadan, gerçek tarihi mirasını ve kendini var eden değerlerini doğru sahiplenmeden her türlü hegomanya nın, egemenliğin, baskının ve esaretin kuşatmasında, korkularıyla ve beyinlere kodlanmış yanlış ve yanılgıları içinde yaşamaya mahkûmdur.
Tarih Sümerler de başlar = Sümerler insanlığın ilk yazılı tarihinin başlangıcıdır.
Gündüz dünyasının da ortak kabul gördüğü bu gerçeklik insanlığın yazılı tarihinin başlangıcıdır.
İnsanlığın en büyük ihtişamlı ve görkemli devrimleri olarak tanımlamak = dil ve yerleşik yaşam kültürü tarımın, evcilleşerek hayvanın evcilleştirilmesi, tekniğin icatı ve insan türünün sosyal varlık olma farkındalığının gelişmesi ( anaç kültür ) neolitik toplum gerçekliğine tekabül eder.
Günümüz uygarlığının ilk minyatür modeli, Sümer uygarlığı, insanlığın aynı zamanda ilk devlet modellide oluşturmaktadır. Hâlâ insanlık bu modeli aşıp yerine yeni bir yönetim modeli geliştirmek den uzak olmakla birlikte, insanlığın gelişim ihtiyaçlarına göre Sümerler icadı olan devleti makyajlayarak yeni diye sunma çabasındadır.
6500 yıl öncesine tekabül eden Sümer rahip devleti, neolitik kadın kültürü, kadın etrafında oluşan birikim ve gelişmeleri üzerinde temelleri atılarak inşa edilmiştir.
Yarı tanrı yarı insan olarak tasvir edilen Gılgamış destanı insanlığın ilk yazılı kitabıdır.
İnsanlığın ilk ve en temel çelişkisi kadın, erkek arasında yaşanan iktidar, yönetim gücü olma çelişkisidir ve çatışmaların da başlangıcıdır. Sümer rahip devletinin ilk egemenlik alanı kadın olarak, kendini kurumlaştırmış eril erkek karakteri devletin oluşundan günümüze kadar hükmünü sürdürmektedir.
İnsanlığın ilk savaşı da kendi içerisinde iktidar ve egemenlik savaşı olarak, aynı zamanda Sümer gerçeği tanrı imalatıyla, tekniğin imalatının kolektif emek üzerinde gelişimi ve sınıflı toplumun açığa çıkarılması, toplu mühendisliğinin ilk planlı olarak uygulanmasıdır.
Devletin temeline tanrıyı yerleştiren Sümer rahip devleti, kadının üretici ve eğitici gücünden de müthiş bir yararlanma ustalığı ve öngörüsü içerisinde olmuşlar. Evrenin hareketlerini de iyi gözlemleyerek ayın, güneşin ve yıldızlar dan ilham alarak, gök yüzü düzenini yer yüzüne indirip insan yönetiminin yöntemi ve yeryüzüne hakim kılmanın yaratıcılığı içerisinde, devlet denilen aygıt güçlendirilerek icat edilmiştir.
Gücünden düşürülen kadın, devletin egemenlik alanı olmakla kalmaz, köleliğin geliştirilmesi, güçsüz, itaatkâr bir toplum ve köleci toplum düzeninin inşa ve gelişimini uygulayan sistemli sömürü. Ve savaş, talanlar en büyük mağduru kadın ve çocuklar.
Toplumun ve insanlığın yarısını oluşturan kadın, diğer yarısını da dünyaya getirip yaşama hazırlayan kadın. Dünyamızda yaşanmışlıkların ve yaşadıklarımızın en ağır ve en büyük mağduru yine kadın olmakta. Bu insanlığın en büyük trajedisi değimlidir ?
Toplumun her kesiminde de devleti temsil eden erkektir. Devletin toplum içindeki minyatür, çekirdeği, örneği ailedir. Kadının sistemli mağduriyeti, sömürüsü, psikolojik ve fiziksel şiddeti buradan başlar.
Kadın erkeği, erkek devletini ne kadar menümün ediyor, ne kadar itaatkâr olursa, o kadar düzenli ve sistem kendini o kadar icra etmiş demektir.
En modern olduğunu iddia eden devlet yönetimleri dahi buradan beslenirler.
Doğru tarihsel kökleri ve temelleri üzerine inşa edilmeyen sistemlerin kendilerini sürdürebilmeleri mümkün olmadığı tarihi örnekleriyle doludur. Tarih öğretici ve eğitici derslerle doludur.
Milyonlarca insanın yaşamına neden olan Sovyetler birliği ve Real sosyalizim. Devlet kapitalizmi. Mevcut durumda Çin emperyalizmi
Ve Türkiye’nin devlet eliyle kapitalizmi, geldiği aşama 21 , inci yüzyılın faşizmi.
Toplumsal mücadelelerin ve devrimlerin kahramanı kadın özgünlüğünü ve özgürlüğünü esas almayan hiç bir toplumsal mücadele ve devrimsel gelişim kalıcı ve sürekli olamayacağı gibi, karşı mücadele etmiş olduğu güce dönüşmekten, benzemekten ve hizmet etmekten kendini kurtaramayacaktır.
Kadının ekonomik olanakları, haklarının yasal ve hukuksal güvenceye kavuşturulması ve eril erkek egemenliği nin lütfu bir demokrasiden öte kadının tarihsel ve toplumsal bilincinin özgürlük ekseninde örgütlü gücüne kavuşması,21 , yüzyılın en köklü, en güçlü demokratik mücadelenin devrimler yüzyılı olarak gelişmesi insanlığın en büyük kazanımı olacaktır.
Mezopotamya nın en güzel kızları, Anadolu’nun dolu dolu anası, dünyanın en gürbüz, güzelliğiyle gözleri kamaştıran ve insanlığın bu gününü ve geleceğini temsil ederek, tarihte inkar, imha ve mağdur olanların tarihini de yazarak, doğumunu gerçekleştirmiş çocuğun ( devrimin ) etkisinden hiç bir zulüm muaf olamayacak ve kendisini koruyamayacak.
İnsanlığın yeni paradigması, ekolojik demokratik ve kadın özgürlük gelişimi. Neolitik kadın komu nal toplum dan, modern özgürlük lerin komün al toplumunu, tüm renkleriyle, zenginlikleriyle ve özgürlüklerine temel alıp, inşa etmek insanlığın tek seçeneği ve kurtuluşa doğru giden yolu olmaktadır.
( Bu konuda büyük bedeller ödeyerek, çok değerli, daha kapsamlı ve daha derinlikli çalışmaların yapıldığının bilinciyle bu yazıyı kaleme aldığımı belirtmek isterim. Çok değerli emek ve çaba içerisinde olan kadınlar olduğunu bilerek aflarına sığındığımı belirtmek isterim.
Kadının Kendi tarihini kendisi yazarak, özgürlük sel gelişimini taçlandıracağından şüphe yoktur.)
Kemal Cenik.
KADIN
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.