DÜŞMANLIĞIN SINIRI YOK
18- yıldır Türkiye’nin maddi, manevi kaynak ve değerlerini talan ederek tüketmenin ve tukenişin sınırlarını sonunda kadar zorlayan saray hanadanlığı ülkenin insan kaynaklarını tüketmeye kadar, levir atlayarak iktidarı ölümü pahasına koruma ve sürdürme derdine düşmüş durumdadır.
Ülke sınırları dışındaki savaş endeksli bütün girişim ve fili savaş durumunun yenilgisini iç siyasetin malzemesine dönüştürmek le kalmıyor, tüm ağır yenilgisinin faturasını halklara ve emekçilere kesilmektedir.
Ne kadar can alacak o kadar iktidar olacak.
Ne kadar kan akacak o kadar iktidarda kalacak.
Bütün hesaplar ve iktidar da kalma programı bunun üzerine yoğunlaşıp inşa edilerek uygulamaya sokulmuş durdadır.
Kadın cinayetlerinin ve çucok tecavüzlerinin Kanık sandığı ahlakın ve hukuğun ayaklar altına alındığı, çürüme nin dibe vurduğu pis kokuların ülke sınırlarını aştığını bir durumun yaşatıldığı ve yaşatıldığı Türkiye.
Kürt düşmanlığı ve HDP üzerinden kendini var etmeye çalışan ırkçı İslamcı fasit zihniyet iktidar 9, 26, 2020 sabahı operasyonlarla cadı avı başlatılmış ortaçağ karanlığını aratmayacak düzeyde 82 HDP li ve 70 aydını göz altılar la açık bir saldırı gerçekleşti.
Mualif siyasiler olduğunu iddia edenler CHP başta olmak üzere bu durumu doğru anlayıp, bu durumu karşısında muhalif olmanın gereği doğru bir tutum almaktan dâhi yoksun durumdadırlar. Sıra kendilerine geldiğinde çok geç kalmış olacaklar.
Savaş ve terörden beslenen bir iktidar gerçeği olduğu ve mualefetin basit oy hesap ve kaygılarının bir tarafa bırakarak bu gerçeği görmeleri ve bir an önce kendilerine gelmeleri umarım fazla zaman almaz, bir bütün olarak ülkenin durumu ve geleceği telafisi olmayan bir durumu yaşamakda.
Güvenlik politikalarına dayalı istikbaratla yönetilen haydut bir devlet ve çözümsüz çürümüş bir siyaset, terör merkezine dönüşmüş terör üreten bir Türkiye dünyanın gündeminde.
Kürt düşmanlığı ülke sınırlarını aşarak Suriye’de aynı çıkmaz bataklık, Irak da aynı durum ve istikbarat mit üzerinden sukast girişimleri ve Avrupa’da dahil.
Avusturya nın tutuklandığı Feyaz Öztürk ün itirafı, uzun süre Türkiye’de gizli tanık olarak kullanılan mit görevlisi olarak Avusturya ya Kürt siyasetçi Berivan Arslan sukasti için gönderilen şahıs Almanya ve Avusturya’nın gündeminde.
9, Ocak 2013 de Fıransa Paris’te Sakine Cansız ve iki arkadaşıyla birlikte katledilmişti ve Adem Gül adlı mit mensubunun olduğu bilinen bir gercekti, Adem Gül ceza evinden intihar süsü verildi ve mezarının yeri dâhi bilinmemektedir.
Bütün bu durumlar karşısında Kürtler barış ve kardeşlik zemininde yürümekte ısrar edebiliyorsa, Türkiye’nin tutulacağı tek dalı bataklıktan çıkmak için burdur.
İslam lık, milliyetçilik ve ırkçılık iflak olmaz, tedavisi olmayan bir hastalıktır.
Osmanlıcılık daha da kötüsü bir saplantı ve hiç bir karşılığı olmayan, savaş baronlarının hamasetidir.
Osmanlı’da en çok baskı ve zulüm görün toplulukların başında Türkmenler gelmektedirler.
“Al Osmanlı, şan Osmanlı, ekmede bicmede yok, yemiye gelince, önündeki ni alır yer Osmanlı.”
Bu bir Türkmen ağıtıdır.
Türklük adına Osmanlı sevdalılarına duyurulur.
Tek çözüm ve çıkış bu baronların zulüm ve istilasından kurtulmanın yolu adalatin, demokrasinin ve özgürlüklerin mücadelesini vermekten ve dayatılan savaşlara karşı barışın ve hakikatin örgütlü gücüne ulaşmadan geçer.
Kemal Cenik.