ÖRGÜTLENME-1
ÇAB-P (Çağdaş Alevi Birliği – Platformu Örgütlenme ve Çalışmaları üzerine.
1 Alevi ve kâmil insan nasıl davranmalı? Bu yazıyı kaleme alırken amacımız; bir yazımızda yazıyı kısa tutmak, okuru sıkmadan daha çok sorgulamaya araştırmaya yöneltmek. İki yazımızda da alan çalışması üzerine düşüncelerimizi ortaya koymak. Savaşsız, sömürüsüz, baskısız bir düzlemde, politik ve ahlaki toplum düzeni olan, her türlü sosyal hakta, eşit ve ortak bir yaşamı kurma amacından daha ahlaki, daha hümanist bir amaç olabilir mi? Yaratılışı değil, varoluşu seçmiş, insanlığı araç değil, amaç edinmiş, sosyalizmde yolu birleşen, çağdaş insanın geldiği en son aşamada ki ahlaki değerlerin daha etkin kılınması, ya da eşit, özgürlükçü, hümanist bir toplum düzeni kurmayı amaçlayan, ilerici Aleviler arasında bu değerlerin daha büyük önem taşıması, son derece önemli ve doğal bir durumdur.
Ahlakın ilginç bir özelliği de, varlığının çoğu kez fark edilememesidir. İnsanlarımızın çalışkan, özverili, onurlu, dürüst, paylaşımcı, hoşgörülü, kendini yetiştirmiş, okuyan, okuyup öğrendiğini kitleyle, toplumla dürüstçe paylaşanların hoşgörülü olduklarını hangimiz ne kadar fark edebiliyoruz? Bu niteliklere sahip, çalışkan, okuyan insana ne kadar değer veriyoruz? Çoğu Alevi kurumlarında zaman zaman ortaya çıkan içi boşaltılmış cem evlerinde ve derneklerde (birçok bakımdan çoğu kahvehane, birahane halini almış olsada); bencillik, yalancılık, dedikoduculuk, yıkıcılık, düzenbazlık ve benzeri özelliklerin açtığı yaralar hemen fark ediliyor. Bunları yaratan insanlar da kendilerini gündemde tutmayı başarıyorlar. sistemin istediği asimile olma, toplumdan uzaklaşma tamda bu noktadan başlıyor.
Bilinçli Alevilerin bu duruma sessiz kalması söz konusu olabilir mi? Bu davranışlar yola, amacımıza zarar vermez mi? Ahlak ve vicdanın yanında, utanma duygusu şart. Kamil insan; insanı ve doğayı koruma merkezli bir felsefe olan Alevi inancı içinde, bencil ve benmerkezci olmayan, ahlak, kültür gibi değerleri kendinde toplarken, toplumcu bir yapıyla hareket etmelidir. Kamil insan; İnsanın geldiği en üst evredir ve özüne uygun olmayan hiçbir davranışı kabul edemez, onaylayamaz.
Sömürüyü, baskıyı, yalanı, iftirayı, haksızlığı, ihaneti bozgunculuğu, hizipçiliği özünde, doğasında, içinde barındırmaz. Kültürel yozlaşmadan, kirli, kalitesiz, çıkarcı ilişkilerden ve insanlardan uzak durur. Örgütünü onlardan korur. Lümpen davranışlar sergileyenler, sözde sol etiketli kişilik bozukluğu taşıyanlar, İslamcılar, sistemin dedeleri ve dernek başkanları; cemlerde, demokratik kitle örgütlerinde, sırf kendi egolarını tatmin etmek için sol sosyalist hareketten gelen insanları karalamak, üstünü çizmek, grup ve çevrelerde yarattıkları olumsuz etki, ahbap çavuş ilişkileri, dar grupçu anlayışlar, feodal ilişkiler, az olsun benim olsun mantığı, gündelik çıkarlar uğruna görmezden gelinmemelidir. Alevi felsefesinden, değerlerinden uzak, hasta, vesveseli, kendini üstün gören sözde yazarlar gibi, ’’ben her şeyi bilirim” diyen insanlar bu hastalıklarını bulundukları dernek veya federasyonlarda gruplara taşımaya, oraları da kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Dahası bu kurumları kendi amaçları doğrultusunda kullanıyorlar. Örneğin bunlar “biz inanç kurumuyuz, biz siyasi davranamayız, bu kafadan bir şey çıkmaz” diye insanlarımızı terörize ediyorlar. Devrimci, ilerici yönetici arkadaşlarımızı görevden alabiliyorlar. Sorgusuz, sualsiz ve keyfi davranabiliyorlar.
Ne garipdir ki, buna sessiz kalanlarımız oluyor. Kişiliklerinde ki hastalıklı yapıyı, örgütlülüğümüze ve toplumsal özgür geleceğimize etki yapmalarına fırsat vermemeliyiz. Tam da burada devrimci ahlak öne çıkmalıdır. Cemlerde Pirler bu konuları mutlaka işlemelidirler. Bu tür sapmalara, kişiliklere dur demelidirler. Öz Alevi kültürü ve direnci bunlara müsaade etmez, etmemelidir. Alevilikte ÇAB-P Kadroları: Devrimci kadro bilinçlidir, araştırandır, değiştiricidir, değiştirendir, kendini sürekli geliştiren, yenileyendir. Düzeni iyi kavrar, dönemini iyi izler ve düşmanı iyi takip eder. Yola, inanca zarar verenleri, Pir ve görevlilerin çalışmalarını sürekli gözden geçirir, bunları yaparken gerçekten samimidir, dürüsttür, açık sözlüdür. Kirlenmişlere, düşmana karşı barikat olur. halkını kurtarmak için ön cephede olmaktan çekinmez.
Hareketi kadroları duygu, düşünce ve kolektif yapıyı kullanma bakımından güçlüdür. Kapitalist sömürüye karşı mücadelede yetenekli, gerçek kadrolardır. Bilge, bilinçli ve bu özü iyi kavrayan
içinde, bencil ve benmerkezci olmayan, ahlak, kültür gibi değerleri kendinde toplarken, toplumcu bir yapıyla hareket etmelidir. Kamil insan; İnsanın geldiği en üst evredir ve özüne uygun olmayan hiçbir davranışı kabul edemez, onaylayamaz. Sömürüyü, baskıyı, yalanı, iftirayı, haksızlığı, ihaneti bozgunculuğu, hizipçiliği özünde, doğasında, içinde barındırmaz.
Kültürel yozlaşmadan, kirli, kalitesiz, çıkarcı ilişkilerden ve insanlardan uzak durur. Örgütünü onlardan korur. Lümpen davranışlar sergileyenler, sözde sol etiketli kişilik bozukluğu taşıyanlar, İslamcılar, sistemin dedeleri ve dernek başkanları; cemlerde, demokratik kitle örgütlerinde, sırf kendi egolarını tatmin etmek için sol sosyalist hareketten gelen insanları karalamak, üstünü çizmek, grup ve çevrelerde yarattıkları olumsuz etki, ahbap çavuş ilişkileri, dar grupçu anlayışlar, feodal ilişkiler, az olsun benim olsun mantığı, gündelik çıkarlar uğruna görmezden gelinmemelidir.
Alevi felsefesinden, değerlerinden uzak, hasta, vesveseli, kendini üstün gören sözde yazarlar gibi, ’’ben her şeyi bilirim” diyen insanlar bu hastalıklarını bulundukları dernek veya federasyonlarda gruplara taşımaya, oraları da kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Dahası bu kurumları kendi amaçları doğrultusunda kullanıyorlar. Örneğin bunlar “biz inanç kurumuyuz, biz siyasi davranamayız, bu kafadan bir şey çıkmaz” diye insanlarımızı terörize ediyorlar. Devrimci, ilerici yönetici arkadaşlarımızı görevden alabiliyorlar. Sorgusuz, sualsiz ve keyfi davranabiliyorlar. Ne garipdir ki, buna sessiz kalanlarımız oluyor. Kişiliklerinde ki hastalıklı yapıyı, örgütlülüğümüze ve toplumsal özgür geleceğimize etki yapmalarına fırsat verilmemeliyiz. Tamda burada devrimci ahlak öne çıkmalıdır. Cemlerde Pirler bu konuları mutlaka işlemelidirler. Bu tür sapmalara, kişiliklere dur demelidirler. Öz Alevi kültürü ve direnci bunlara müsaade etmez, etmemelidir. Alevilikte ÇAB-P Kadroları: Devrimci kadro bilinçlidir, araştırandır, değiştiricidir, değiştirendir, kendini sürekli geliştiren, yenileyendir. Düzeni iyi kavrar, dönemini iyi izler ve düşmanı iyi takip eder.
Yola, inanca zarar verenleri, Pir ve görevlilerin çalışmalarını sürekli gözden geçirir, bunları yaparken gerçekten samimidir, dürüsttür, açık sözlüdür. Kirlenmişlere, düşmana karşı barikat olur. halkını kurtarmak için ön cephede olmaktan çekinmez. Alevilikte Öze Dönüş Hareketi kadroları duygu, düşünce ve kolektif yapıyı kullanma bakımından güçlüdür. Kapitalist sömürüye karşı mücadelede yetenekli, gerçek kadrolardır. Bilge, bilinçli ve bu özü iyi kavrayan kadrolar; stratejik ve taktiksel hedefleri iyi belirleyen, dönemin hedeflerini doğru tespit eden, bu hedeflere ulaşmak ve başarılı olmak için programlı çalışmak zorundadırlar. Yaşamda günlük mücadeleyi ciddiye almayanlar başarılı olamazlar. Tabii ki günlük başarıyı belli bir taktik plana ve stratejik hedefe bağlamak gerekir. Sadece inançsal bir bilinç yeterli olamaz. Eskiyi, ezberi, cehaleti reddetmeli. Bilimi ve insanca yaşamı temel almalıdır. Aleviler sadece bağlama çalıp, cem yapmak ve semah dönmekle yetinemezler. ÇAB-P kadrolarının, kitle inanç önderi olarak saygınlığı ve etkisi; işinde, toplumsal yaşamında ve yaşama biçiminde örnek olmasına bağlıdır.
Bu kadroları; kendini beğenmişlik, duyarsızlık, insanlara karşı kırıcı, üstten bakan, biçimsel ve bürokrat bir karakter taşıması asla kabul edilemez. Yüksek karakterli, ahlakça bilge, feda ruhlu ve temiz olmalı, bu kadroların; ahlak ilkelerinin tümüne uyması ve toplumun çıkarlarını kendi dar bireysel çıkarlarının üzerinde tutması zorunludur. Kadronun güvenilirliği, yetenekleri ve yeterliliği; yoldaşlık, yola ve insanlığa hizmete olan bağlılığı, ideolojik, politik inancı, güçlüklere karşı mücadelesi ve onların üstesinden gelme becerisiyle, söz ve eyleminin birbirine uygunluğu ile ölçülür. Alevilikte ÇAB-P Hareketinin bireylerinin örgütlü olma özellikleri doğuştan gelme nitelikler değildir. Bu niteliklerini hareket içinde kolektif çalışma tarzı, devrimci/değişimci, öze dönüş ve öz savunma ilkelerini gözetmesi, kendini eğitmesi ve bir dizi teorik/pratik deneyim sonucunda kazanır. Birbirleriyle kaynaşmış lık, can cana, yoldaşça yardım, kişisel sorumluluk, ilkelere uyma, bütün bunlar bir bilge kadronun, savaşçının, etkin bir militanın vazgeçilmez özellikleri olmalıdır.
Pir Sultan duruşlu Aleviler, felsefeleri gereği politiktir. Yolun Yoldaşı olmak, önderi olmak, piri olmak gibi hedefleri vardır. Yaşamını, mücadelesini kişisel çıkar elde etmek üzerine kurgulayan, yaşama amacı olarak koltuk, kariyer edinmeye odaklamış olanlar, iki karakterli kişiler, başkan veya Pir makamında olamazlar. Bunun için; Toplumsal mücadeleyi, hayatı bir bütün olarak ele alan, algılayan, sorgulayan, gerçek bir devrimci Alevi karakterine sahip olması gereklidir. Herkes Aleviyim diyebilir. Ancak Alevi gibi toplumu için yaşamıyorsa, ona gölge düşürüyor ve zarar veriyorsa, ÇAB-P militanları burada devreye girmelidir. Çünkü varlığımızı sürdürebilmemiz buna bağlıdır. PİRLER, PİR ANALAR, BACILAR TÜM KADIN CANLARIMIZ: Sadece cemlerde Alevi derneklerinde değil, günlük yaşamda, Kendi felsefesini, dilini ve sır içinde sır olmayı da anlatmalıdır ki yaşanılan bir inanç olarakkalalım. Aleviler; tarihte uğradıkları katliamları çocuklarına mutlaka anlatmalıdır. Önemlidir. Yenilgilerin sebeplerini de araştırıp çocuklarımıza anlatmalıyız. Kendi öz örgütümüzü ve birleşik Alevi hareketini hayata geçirmek için, hiç zaman kaybetmeden üç Alevi bir araya geldiğinde Aleviliğin sorunlarını ve çözümünü konuşmalıdır. Kendi dışındaki İnanç ve kimliklerle dostane ilişkiler kurmalıdır. Aleviler başkalarının kendisini kurtarmasını beklemekten vaz geçmelidirler. Bizler inanıyoruz ki ÇAB-P bilge üyeleri ve taraftarları tüm kurumlarımıza sahip çıkacaktır. ÇAB-P, hiçbir Alevi kurumunu hedef almaz. Tüm halkına ve alanlarına sahip çıkar. Yol cümleden uludur diyorsak, özümüzle sözümüzle öyle davranacağız. Engelleri aşıp, yolu yaşayarak, yaşatacağız. Ya da çekip gideceğiz. Herkesin yeteneğine göre iş ve ortak paylaşımı hayata geçirerek, sosyal yaşama olanak sağlamalıyız. Unutulmamalıdır ki; bir Halkı en iyi koruyacak olan kendi öz örgütü ve öz evlatlarıdır.
Mehmet Ali ÇABUK 24 Eylül 2020