‘MİT haberi’ davasında gazeteciler ikinci kez hakim karşısına çıkıyor
Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ile gazeteciler Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser, Ferhat Çelik’in de yargılandığı davanın ikinci duruşması 10.30’da başlayacak. Meslek örgütleri gazetecilerle dayanışma için Çağlayan’da toplandı.
‘MİT haberi’ davasında gazeteciler ikinci kez hakim karşısına çıkıyor
Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenaze töreninin haberleştirilmesi ardından yaşanan tutuklamalar sonucu açılan davanın bugün ikinci duruşması görülecek.
Savcılık bugün saat 10.30’da İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek dava öncesi mütalaasını sundu.
Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ile gazeteciler Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser, Ferhat Çelik’in de yargılandığı davada savcılık iddianamedeki suçları tekrar ederek 19 yıla kadar hapsi istenen sanıkların cezalandırılmalarını talep etti.
Savcı, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’in tutukluluk hallerinin devam etmesini ve yurt dışında bulunan gazeteci Erk Acarer’in dosyasının ayrılmasını istedi.
GAZETECİ ARKADAŞLARIMIZIN SESİ OLMAK İÇİN BURADAYIZ
Duruşma öncesi basın açıklamasını okuyan Barış Terkoğlu, şunları kaydetti:
“Biz bu Adliye’nin önünde kaçıncı kez toplandığımızı bilmiyoruz. Kaçıncı kez adalet çığlığı attığımızı hatırlamıyoruz. Kaçıncı kez yasalar aracı kılınarak rehin alınmış gazetecilerin fotoğrafını taşıdığımızı sayamıyoruz.
Şikayet için söylemiyoruz. Gazetecileri sudan sebeplerle tutuklayan zihniyet ne kadar sıradan ise biz de o kadar kararlıyız. Bunu anlatıyoruz.
Bu kez hapisteki üç gazeteci arkadaşımızın dışarıdaki sesi olmak için buradayız.
Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç 6 aydır Silivri Cezaevinde tutuklu. Elbette sebebi onların ellerini kollarını bağlamak için bahane edilmiş bir haber.
Bu öyle bir haber ki Cumhurbaşkanı milyonlarca insana açıkladığı halde ‘devlet sırrı’ oldu!
Bu öyle bir haber ki bir köy muhtarından eski silah arkadaşlarına kadar binlerce kişi paylaştığı halde ‘ilk kez ifşa olmuş’ oldu!
Bu öyle bir haber ki MİT Başkanı ‘Teşkilat Başkanı’ diye çelenk gönderdiği halde ‘fark edilmez’ oldu!
Bu öyle bir haber ki yüzlerce insanın eliyle kaldırılan bir cenazeyi anlattığı halde ‘saklı’ oldu!
Bu öyle bir haber ki cenazeye katılan protokolün verdiği poza rağmen ‘gizli çekim’ oldu!
Bu öyle bir haber ki Millet Meclisi’nde bir milletvekili tarafından açıklandığı halde ‘görünmez’ oldu!
Biliyoruz, gazetecileri tutuklamak için senaryo yazanlar, herkesin gözü önünde verdikleri röportajlara bile manalar yükleyerek suç üretenler, kendi iddianamelerine bile inanmıyor.
Biliyoruz, cezaevine giren arkadaşımızı yumruklayanlar, salgın şartlarında onları hapiste tutanlar, 6 aydır tecrit işkencesiyle teslim almaya çalışanlar ülkemizde yolsuzluklar, hukuksuzluklar, istismarlar bir daha yazılmasın istiyor.
Birazdan duruşma salonuna gireceğiz. Bilekleri kelepçelenerek sanık sandalyesine oturtulan gazetecilerin yargılayanları yargılamalarını izleyeceğiz.
Karar ne olursa olsun, yıllardır başka başka ellerin sergilediği bu filmin sonunu görebiliyoruz. Emin olun, gazetecileri kurdukları kumpaslarla, tezgahlarla susturmaya çalışan bu zihniyetin sonu kendilerinden öncekiler gibi olacak. Ama adımız ne olursa olsun, biz onların ortaya çıkmasını istemediklerini yazmaya devam edeceğiz.
Dün, bugün, yarın…”