Değerli canlar; vicdan terazisini kayıp edenler ve ikrarından kopmuş topluluklar, nursuza, çıkarcıya-menfaatçiye ve riyaya yol verirler.

Değerli canlar; hep birlikte gördük ki; RIZA Şehrine hoyratlar girdi, has bahçenin gülleri ezildi ve ağaçlarının dalları kırıldı!

Değerli canlar; günümüzde kimi Alevi kurumları ve ‘ocak evlatları’ farkında olarak ya da olmayarak (bilerek ya da bilmeyerek) asimilasyona hizmet edip toplumu manipüle ediyorlar.

Değerli canlar; bütün bunlarla da yetinilmiyor: Yıllarca Şia tarafından kuşatıldık diyenler, “Alevi İsamcılar”, ‘kemalistler-ulusalcılar-milliyetçiler ve de arsa pazarlamacıları’ (kimi tv kanalları) Muharrem ayını-yas orucunu ‘fırsat bilip’ hep birlikte toplumu asimile ve manipüle edip toplumsal değerlerin içini boşaltıyorlar.

Nasıl mı? Din siyasete alet ediliyor, Camilere siyaset sokuluyor denilerek çokça eleştirilen, 1990’lı yıllarda ve 2000’li yılların başlarında Ramazan ayında (ramazan orucunda) yaşanılanların aynısı günümüzde Muharrem ayında (yas orucunda) yaşanıyor.

Alevilikte (öğretimizde) hiç de yeri olmayan toplu oruç açmalarla, protokol masaları kurularak, siyasetçiler, kameralar, fotoğraflar, eşliğinde canlı yayınlar yapılarak ve de her şey şova ve reklama dönüştürülerek yapılıyor.

Değerli canlar; Alevi öğretisinde toplu şekilde oruç açma var mıdır? Doğrusu öğretimizde oruç açma diye bir kavram var mıdır? Yol’da herkes bir Can değil midir? Yol’da herkes bir CAN ise protokol masaları Yol öğretisi içerisindeki eşitlik ilkesine bir aykırılık oluşturmuyor mu?

Alevi Federasyonları bünyesinde oluşturulan “Alevi İnanç Kurullarının” değerli Anaları- Pirleri ve de tv’lere çıkıp “boy gösteren” Pirler ve Alevi kurum başkanı ve yöneticileri bu sorulara cevap verebilirler. (Not: hakaret içermediği sürece tüm canların yorumuna açıktır.)

DERVİŞ diyor ki; “kendi hakikatinden kaçan ve kendi hakikatiyle yüzleşmeyen bir toplum nursuzlar, çıkarcılar-menfaatçiler ve riyakârlar (ikiyüzlüler) tarafından asimile ve manipüle edilmeye mahkûmdur!” AŞK İLE.