Can Canan`a Arzuhal!…
Sevgili Can, Canım, Cananım,
Martıların dama, tilkilerin sahile vurduğu tezatlar dünyasında. Aslanın kediye selam durduğu yaşamda, onurun, yüreklerin aşındığı; çirkinliklerin güzellikleri gölgelediği güzel memleketimizde; karanlıkta ejderhaların seğirttiği. Susurluk pisliğinin, susurluk suyunda bile temizlenmemediği bir dünü ve bugünü yaşıyoruz; yaşayamadığımız memleketimizde ve parsellenmiş dünyamızda. Pak sevdamızın, kir gölgesinde kalmaması için; ilerlemek gerek. Çakıl ve çakal taşları yolumuza döşenmesine rağmen; aşabilmek engerekli yolları! Budamalı dalları, sallamalı kayıkta salları. Aşta, işte, sevişte paylaşmak gerek. Ki, tütsün dumanı, dağlansın mangal yürek , sürsün erek.
İnsan çeşit çeşit, yer damar damardır gülüm. Sevdalar, aşklar da öyledir. Kimileri güzelim sevdaları belden aşağı görseler de, kaybolsalar da et yığınlarında debelenerek! Yar aşkı, dava, deva aş-kının, yürek ve bedenle sarmaş dolaş olması ne güzel.
Heyhat, oysa asıl sevda ne kadar güzel, güçlü ve onurludur. Uğruna ser verilen sevdalar. Ferhat’ın Şirin‘inde, Leyla‘nın Mecnun‘da, En-el Hak Mansur’da, Mem ü Zin’de, Nazım`da, sazımda bütünleşen sevgiler!
Dönekliğin dönme dolabında başı dönenler, bir gün beyinsiz kafalarını çarparlar dolaba. Can Sevgili, biliyoruz ki, dikensiz gül bahçesine erişmek masallar ülkesindedir. Ancak, dikenlerin acısına katlanmak gerek, gülümüzü acı poyrazda savurdular ey can. Evde kedi köpek beslemekle hayvansever olunmaz ey can, hayvansever dediğin , bizim gibi koynunda yılan besleyerek hayvan sever olmuş… Meğer, Koynumda yılan beslemişim, emeğe sevgiyi nakşederek. Emeği, sevgiyi katledenler uğruna! Hani arılar çiçeğe, sinekler bataklığa konarlar ya. Arı‘ya gül yakışır gül yüzlü gülüm. Demek ki, sevgi, emek adadığım, uğruna baş koyduğum vefasız hal bilmez nadan , baykuşdan, sineklerden haz alıyormuş!Ne peşkeşler çekildi, ne yürekler söküldü, kerpeten dişlisinde. Baykuşlar tünemesin, kargalar ötmesin hanemizde. Turnalar mavi gökyüzünde katar katar uçuşur, halaya kalkar, semaha dururlar,kardeşlik, sevgi, barış ve paylaşmak adına yaşamı, esenliği şakırlar Ozan ŞAH TURNA misali. Üretken Ana sesi, yar yaran nefesi timsali. Yılmadan, boyun eğmeden; büyük bedeller ödedik. Sevdalıların özgür yürek atması ve insanlığın esenliği uğruna gülüm. Bir can verdim, bin dirildim. Ben öleydim gülüm; yeter ki ağlayanlar gülsün, sevgiler ve garipler boynu bükük kalmasınlar! Hani bir sözü hep paylaşırdık;‘Karanlığa kızacağına, bir mum da sen yak’!
Erimiş kurşun gibi bağrımı dağlayan mazlumların acıları, dostluğa ve esenliğe varmanın sancıları son nöbetlerini yaşıyorlar. Başına ölü toprağı geçirilmiş toplumu uyarmak gerek aşta, işte…
Canım sevgilim, dostluğa ve insani değerlere açılmağanlar, ışığa akmayanlar; küflenir yosun tutarlar; çevresine akmağan sular misali. Aslolan, içindeki sürgünden çıkmalı insan canım.
Salyangozlar misali kabuğuna çekilenler, kıramazlar kabuğu, aşamazlar engerekli duvarları.
Sevgiyi, lokmayı paylaşım, yürekli sevdalar Şiar’ımız olmalı. Sevgili can cananım, nakış nakış işlediğim kilim deseni türkülerimin melodilerinde, sazımın tellerinde, yürek ısıtan şiir dizelerimde ve insanlık bahçesi makalelerimizde buluşmak üzere; bir daha ki sefere, sefer eylemek umuda, yürekde harmanlanmış sıcacık sevgiye…
Sen, ben, ‘BİZ’, ve ‘İNSAN’ olabilme yolunda “HEPİMİZ„ adına, karanlıkların inadına!
Hoşlukla, dostlukla, sevgiyle kal, umudun solmasın!…
Ozan ŞİAR Ağdaşan