UZAYAN KOL BİZDEN BÖYLE OLMASIN!
Belçika’da aşırı sağcı Yeni Flaman partisi N-VA.
Yeni Flaman İttifakı Partisi; Yeni Flaman İttifakı (Felemenkçe: Nieuw-Vlaamse Alliantie), Flaman milliyetçisi ve muhafazakâr olan, 2001’de kurulan Belçika siyasi partisi.
İdeolojisi; Flaman milliyetçiliği, Bölgecilik, Ayrılıkçılık, Muhafazakârlık, Liberal muhafazakârlık.
Siyasi pozisyonu; Merkez sağ.
Muhafazakârlık; geleneksel sosyal etmenlerin muhafaza edilmesini destekleyen politik ve sosyal felsefedir. Daha belirgin bir anlamda ilgili toplumun içinde bulunduğu çağın gereklerini göz ardı etmeksizin, geçmişten gelen tarihi, kültürel ve medeni birikimlerini kaybetmeden, kısaca öz dinamiklerinin değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan siyasi bir görüştür.
Liberal muhafazakârlık; özel mülkiyet, serbest ekonomi girişimciliği ile halkın geleneksel, dini, kültürel ve ahlaki değerlerini yönetime dâhil eden; anayasal ve temsili hükûmeti savunan muhafazakâr bir ideolojik harekettir.
Merkez sağ; politikada muhafazakâr veya milliyetçi olunması gerektiğini savunan politik pozisyondur. Ekonomik olarak, genelde piyasacı liberal ekonomi görüşlerini benimseyen, ancak devlet mekanizmasının ekonomiye olan müdahalesinin de sıklıkla görüldüğü bir ideolojidir. Merkez sağ muhafazakâr, muhafazakâr demokrat veya liberal demokrat gibi isimlerle de anılabilir.
*
“Belçika seçimlerindeaşırı sağcı – ülkücü ’tartışması: Bozkurt adaylarlistesi hazırlandı.
Belçika’da önümüzdeki hafta yapılacak yerel seçimler öncesi, partilerin listelerinde bulunan aşırı sağcı adayhakkında tartışmalar yoğunlaştı” (Sputnik – 07.10.2018)
*
“Sağcı Yeni Flaman İttifakı Partisi (NV – A), Hristiyan Demokrat Parti (CD – V) ve Flaman Liberal Demokrat Parti’nin (Open VLD) katılımıyla oluşturulan yeni hükümetin başbakanlığına, eski federal İçişleri Bakanı Jan Jambon getirildi.
NV- A’lı eski Devlet Bakanı Zühal Demir de, Flaman hükümetinde Çevre, Turizm, Enerji ve Adalet Bakanı oldu.” (bbc news/ Türkçe – 02 Ekim 2019)
*
“Zuhal Demir 12 Mart 1980 tarihinde, Tunceli ve Elâzığ kökenli maden işçisi bir babanın üçüncü çocuğu olarak Belçika’nın Genk şehrinde doğdu. 1998-2003 tarihleri arasında Leuven Katolik Üniversitesi’nde Hukuk öğrenimi gördü. 2003-2004 yılları arasında Brüksel Vrije Üniversitesi’nde Sosyal Hukuk Yüksek Lisansına devam etti.” (Haberler.com)
*
Bir insanın kadın olması, bir insanın Kürt olması, bir insanın Alevi olması, bir insanın Tuncelili (Dersimli) olmasının dünyanın herhangi bir yerinde muhafazakâr (dinci, gerici, yobaz), liberal muhafazakâr (kapitalizmin, burjuvazinin çıkarlarını en katı şekilde savunan), merkez sağ (ülkedeki sağ yani burjuvaziden, kapitalizmden, ezenlerden ve sömürenlerden yana olanlar), faşist, ırkçı bir partiden milletvekili ve bakan olması o ülke seçmenlerinin ve o kişinin tercihidir.
Ancak sözde devrimci, sözde yurtsever, sözde sosyalist, sözde komünist, sözde ilerici, sözde çağdaş, sözde laik, sözde aydınlanmacı, sözde işçi, köylü, emekçilerden yana olanlar, sırf Kadın, Kürt, Alevi, Tuncelili diye muhafazakâr, liberal muhafazakâr, merkez sağcı bir partiden milletvekili ve bakan seçilen birini desteklemelerini anlamakta zorluk çekmiyoruz!
Bu destekçiler sonuçtasözde…oldukları için kendilerinin ideolojik politik olarak nerede durduklarını tam olarak anlamadıkları için büyük bir düşüş ve düşkünlük yaşadıklarını umarız bir gün anlarlar.
Son olarak bu sözde… , olanlar Türkiye’de akp ve/veya mhp’den Kürt, Alevi, Tuncelili bir kadın milletvekili ve bakan olsa aynı çevreler onu da alkışlayıp, destekleyecek midir?
Freni patlamış, yoldan çıkmış, uçurumdan aşağı giden araç şoförü gibi politika yapılmaz, bu halde yapılsa yapılsa kafa üstü düşüp paramparça olan bir politika yapılır.
Her kim ve nereden olursa olsun “uzayan kol bizden olsun” mantığını doğru anlamalıdır.
Yeni Flaman İttifakı Partisi, hitler’in faşist nazi ideolojisi ve politikasının özellikle Avrupa ve Kuzey/Güney Amerika’da burjuvazinin (insanı ve doğayı sömüren ve ezen) küresel düzeyde çıkarlarını, menfaatlerini en ırkçı, en şoven, en saldırgan, savunan faşist bir partidir.
Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olup da Avrupa’da seçmen olarak yaşadıkları ülkenin sol, sosyalist, sosyal demokrat vs. partilerine oy verenlerin, Türkiye’de sağ partilere (akp, mhp vs.) oy vermelerini geçmişte eleştirdiğini iddia edenler, bugün sağa saptıysa ve/veya bu türden seçmen eğilimine girildiyse o sizin bileceğiniz sapkın ve nereye gittiği belli olan politikanız hayırlı olsun!
Türkiye’de sol, sosyal demokrat, sosyalist, ezilenlerden, sömürülenlerden yana olduğunu ve buna göre politika yaptığını iddia edeceksin sonra da faşist, ırkçı bir partiden milletvekili ve bakan seçilen birini destekleyeceksin, alkışlayacaksın buna politik ikiyüzlülük denilmez, çünkü hafif kalınır.
Avrupa’nın, Amerika’nın vs. sağcı, muhafazakâr, ırkçı, faşist, partileriyle iyi geçineceksin, politikacılarıyla görüşeceksin, hatta milletvekili adayları belirleyecek ve destekleyeceksin sonra da Türkiye’de faşizme karşı mücadele ettiğini iddia edeceksin, bu hiç bir ideolojik politik literatüre sığmaz ve asla kabul görmez.
Bu ideolojisiz, politikasız, nereye gittiği belli olmayan, akşam yatarken başka sabah kalkınca başka olan kişilik ve kimlik yoksunu, kaybı yaşayan travmatik ağır enfeksiyona maruz kalmış kurtuluşu mümkün olmayacak düzeyde bir hastalıklı durumdur.
Bir yerlerde kadın devrimini savunacaksın, öte yandan birilerinin faşistliğine övgü dizeceksin, bir yerde gerici, yobazlığın en üst seviyedeki katliamcı çetelerine karşı savaşı savunacaksın, öte yandan birilerinin faşist milletvekilliğine övgü dizeceksin, bir yerde faşizm, kadın politikacılarını sürükleye sürükleye zindanlara dolduracak, öte yandan birilerinin bakan olmasını savunacaksın, nasıl bir uyuşturulmuşluk, nasıl bir enfekte olma halidir varın gerisini siz düşünün.
Son yıllarda adeta gizli bir el (ki esasında ajanlaşmanın, işbirlikçileşmenin ta kendisi) kimi sol, sosyal demokrat, sosyalist çevrelere adeta avucunun içine almış veya arkasına takmış, fareli köyün kavalcı misali, sizi alis harikalar diyarına götüreceğim diyerek kandırmış ve tıpış tıpış soldan sağa çekiyor ve sağcılaştırıyor.
Tabi ki kavalcı öylesine kamufle(gizlenmiş) olsa da paçalarından kimi akil şeflerin, sözde kimi 68, 78 kuşağının eski tüfeklerin (tek bir mermisi bile olmayan), yakın tarihin eylem kaçkını politikacıların, soros ve/veya fetö beslemelerinin, popülizm ve magazinselliği politik mücadele sananların, devrimci mücadeleyi, demokratik mücadele ile birlikte yürütmeyi bırakıp sadece demokratik mücadeleye saplanıp oradan da bürokratik politikaya (mücadele değil dikkat) saplanıp kalıp politika üretemez hala gelerek toplumsal muhalefeti adeta altın tepsi de iktidara teslim etmenin inanın ne masalsı ne de eğlenceli bir yanı olamaz.
Çıkarcı, menfaatçi, faydacı, olmak isteyen olabilir!
Pragmatist, fonsiyonalist olmak isteyen olabilir!
Egemenlerle, ezenlerle ve sömürenlerle içerde veya dışarda işbirliği yapmak isteyenler olabilir!
Ancak alçakça, haince, kişiliksizce, kimliksizce solun, sosyalizmin, devrimciliğin, yurtseverliğin hiç bir tarihsel ve/veya güncel mücadele tarihini, ödenen bedellerini, ideolojik ve politik birikimini hiç kimse ve hiç bir kurum kullanamaz, sömüremez!
Faşizmin her türlü sömürü, katliam, inkâr ve imha politikaları ala bildiğince pervasızca devam ederken ve bu dünyanın pek çok yerinde insanlığa ve doğaya alabildiğine vahşice saldırırken isterse babanın oğlu/kızı olsun her nerede olursa olsun hiç bir yerde faşist partiler desteklenemez, vekilleri/bakanları desteklenemez.
Not: İlkeli politik mücadele yapmakla, reflekslere göre politika yapmayı öğrenmediğiniz sürece yukarıda anlatılanları asla anlayamazsınız!
H.H.B
13.08.2020