SAVAŞ VE TÜRKİYE

SAVAŞ VE TÜRKİYE

Bütün kaynaklarını ve zenginlikleri ni savaşa yatırım yaparak, geleceğini silah sanayisi nin ve savaş baronların insafina terk eden bir Türkiye.

40, yıldır Kürt özgürlük mücadelesinin haklı talepleri karşısında, yürütülen bir iç savaş gerçeği, Türkiye nin ekonomik ve insan kaynakları savaşa endeksli, savaşın ihtiyaç ve giderlerini karşılamaya kilitlenmiş durumdadır.

Savaşın ortaya çıkardığı sonuçları görüp, çözüm adresi olaması gereken devlet, çözüm gücü olmak yerine çözümsüzlük de ki ısrar ve tutumu kendisini tamamiyle dışa bağımlı hâle getirmiştir.

Cumhuriyetin kurucu öznesi olan, Kürt halkının varlığı ve yokluğu tartışmalarının, devlet tarafından geliştirildiği bir aşamada, özgürlük ve hak talepleleriyle mücadeledeleyi başlatıp, geliştiren Kürt halkı, elde etmiş olduğu kazanımları yla bütün bölgenin ve dünyanın gündemine kendisini taşımıştır.

Türkiye nin ise üç – beş çapulcu dur diye inkar ve imha girişimlerinde ki ısrar durumu gelinen aşamada kendini inkar ve imhanın aşamasına getirmiş durumdadır.

Türkiye’nin jeopolitik ve jeositratejik önem ve özelliğinden başka elinde bir değeri ve itibarı kalmamış durumdadır.
Devletin başında saltanatını inşa eden Türk – İslam sentezi savaşı kutsayarak, içinde ve dışında sürekli savaş halindedir.

Orta çağ İslam safsatalarıyla ve ilkel kafa tascı milliyetçiliğine mahkum edilen bir Türkiye.
Ulusalcı, milliyetçi ve İslam sınırlarına hapsedilmiş siyasetin hamaseti, hiç bir soruna çözüm olamadığı gibi, varlıkları sorun üreten, sorunların kaynağı olmaktadır.

İktidarın kendisi suç merkezî ve kendi toplumsal değerlerine karşı ihanet durumu tavan yapmış, ülke içinde toplumu kendi suçlarına ortak yaparak, çürüme her anlamda dibe vurmuş durumdadır.

İçerideki sahtekarlık, soygunun, talanın ve ülkenin uluslararası sermaye ye peşkeş çekilmesi ve savaşa makumiyetin, Rusya’dan alınan S – 400 ler, ABD F – 35 lerin maliyeti 27, milyar lira.
Güvenlik politikaları ve devletin bekası söylemlerinin karşılığı, iktidarda kalmak için verilen haraç.

Güvenlik politikaları adı altında, Cumhuriyeti mezara diri diri gömen, Osmanlı sınırlarını esas alınarak, Suriye, Irak ve Libya’da sürdürülen savaş, bunlar bilinen savaş cepeleri, bir o kadarda gizlenen bilinmeyenler olduğu kesindir

İŞİD ve DAİŞ üzerinden, ABD ve Türkiye’nin ortaklığı eğit, donat ve savaştır yapılanması, Kürt ler tarafından büyük bir yenilgi ye uğratılması karşısında, Türkiye’nin bunda ısrarı ve fiilen TSK nin bu terör örgütlerinin sorumluluğunu alarak uluslararası güvence vermesi ne anlama gelmektedir ?

Türkiye hiç bir bilgi verilmeden, Türkiye sınırında imha edilen İŞİD lideri Bağdadi nin,ABD tarafından imha edilmesi, yerine bir Türkmen asıllı birinin getirilmesi. Bağdadi nin bütün sülalesinin Türkiye’de konumlandırılması.
( Hatay’da ve Ankara’da İSiD in kadın köle pazarları na sessiz kalıp, meşrulaştırmak )

Türkiye’nin batıya sırtını dönüp, Anadolu zemininden koparak Ortadoğu savaş sarmalında saplanıp kalması.
Diğer yönüyle savaş ekonomisine mahkum olması. Savaşın sonucu göçün sonuçlarına katlanması ve demografik yapının değişimi, ekonomik, sosyolojik ve piskolojik kirizi, bunalım ve kaosla sürekli birlikte yaşaması mecburi ve mahkum olması demektir.
Mevcut durumda Türkiye’nin gerçeği de budur.

Suni gündemler oluşturularak bu gerçeğin kamufle edilmesi ve Türkiye’nin bu gerilimi uzun bir süre yaşayıp, taşıya bilmesi mümkün değildir. Savaş en ağır toplumsal tirajedilere yol açması, büyük ekonomik küfletli, insan canı ve kanı üzerinden yürütülmesi, yıkımdan başka bir sonucu olmayan, çağımızın en büyük en ilkel bir aracıdır.

Savaşın ve savaş baronlarının durdurulması nın tek yolu barış.
Savaş öldürür
Barış yaşatır.
Barışın dili ve eylemi yaşamın her alanına hakim kılınmalı, savaş araçlarına ve militarizme karşı olunmalıdır.
Kemal Cenik.

Köşe Yazıları
İlgili Haberler
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Menü
Sohbeti Başlat
Merhaba,Web Sayfamıza Hoşgeldiniz..
Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?