“GELMİŞİZ CANANIN ASİTANINA
SIDK İLE SARILDIK DOST DAMANINA
CANI BAŞ VERMİŞİZ AŞK MEYDANINA
HAYVAN KESMEK GİBİ KURBAN GEREKMEZ” İbreti
Anne ve babadan doğmakla Alevi olunmaz. Belirli bir yaşa erip bir Pir’in ve cümle canların huzurunda geri dönüşü olamayan yola girmek için söz vermek yani ölmeden önce ölmek için yola çıkmaktır. Bu amaca yönelik iki çeşit kurban vardır. Kanlı ve kansız kurban. İnancı uğruna ser verip, sır vermeyen, yaşamını bu uğurda feda den, hiçe sayanı kanlı kurban, Kapı komşusuna hoş görü ile bakan, muhabbette ve ceme giderken birlikte paylaşmak için götürdüğü yiyecek, katkı vs. ise kansız kurbandır.
Pir’in ve tüm cem canlarının huzurunda yola ikrar vermek, olgun ve kâmil insan olabilmek için yola giren “ Ateşten gömleği, demirden leblebiyi yemeğe and içen” can kansız kurbandır. Hüdayi babanın dediği gibi, “sevgi bizim dinimizdir”, yaşamı boyunca nefsini yok etmek için Hakk’ı, doğa ve canlıya bir nazarda bakmak için çıktığı yol kansız kurbandır.
İbreti baba yukarıdaki dörtlüğünde; sevdiklerinin gönül kapısına gelip, içten, samimi ve güçlü olarak birbirimize inanıp, bağlanıp ikrar vermek gerekir. Bu ikrar, bu yol için, başka cana değil, kendimizi kurban eyleriz. Nefsimizi terbiye edip, yok ederiz.
Bunun için ikrar ve musahipli canların katıldığı gerçek cemlerde yaşanır, irfanelerde bunlar öğretilir. Bu zaman dilimi bugünlerde kutlanılan “SÖZDE KURBAN BAYRAMINDA” DEĞİLDİR. Aşk ile.
Dr. Gani PEKŞEN