Namet’te vaka sayısının 100’ü aştığı iddia ediliyor
Gebze’de 800’ü aşkın işçinin çalıştığı Namet fabrikasında koronavirüs bulaşan işçi sayısının 100’ü aştığı iddia edildi.
ANASAYFA İŞÇİ-SENDİKA
Paylaş
Gebze’de bulunan Namet fabrikasında, pozitif vaka sayısı korkunç boyutlara ulaştı. 830 işçinin çalıştığı fabrikada, virüs bulaşan işçi sayısının yüzü aştığı iddia edildi. İki işçinin durumunun ağır olduğu belirtilirken, üretim ısrarına tepki gösteren karantinadaki bir işçi “‘Hadi hadi hızlı’ diye bağırıyorlardı. Bu ses şimdi kulağımda çınlıyor” diye tepki gösterdi. Fabrikada can kaybı endişesi artarken, konuyla ilgili aradığımız firmadan ise açıklama yapılmadı.
Öte yandan, fabrikada vaka sayısının 100’ü aştığı iddialarının haberimizin de etkisi ile yayılması üzerine, işçilerden aldığımız bilgiye göre, bugün şarküteride iki hattın durdurulduğu, sigara içme bölümünün kapatıldığı, bazı bölüm şeflerinin de vaka sayısının 100’ü geçtiğini doğruladığı öğrenildi.
Fabrikada salgının boyutlarına rağmen üretimin sürdürülmesine tepki gösteren işçiler Evrensel’e konuştu. Soğuk hava depolarında yıllarca yetecek miktarda stok olduğunu söyleyen bir kadın işçi, “Üretim neden durmuyor? Yoksa 100’ü geçmiş vaka sayısını ciddiye almıyorlar mı? Psikolojimiz bozuldu. Bazen eve gidince öyle zoruma gidiyor ki ağlıyorum. İşe gitmesem bu zamanda iş bulmak zor. Gitsek virüs belası var. Ailemin yanına gidemez oldum” dedi.
Sigara bölümünün uygun olmadığını dile getiren donuk et işçisi, “Yasal olarak sigara içilen bölümün dörtte üçü açık olması lazım, yani yayılma sebeplerinden biri burası olabilir. Normalde sağlık müdürlüğünün denetlemesi gerekir” diye konuştu.
“HADİ HADİ HIZLI!”
Karantinaya alınan bir işçi ise, “Üretim sırasında kulağımızın dibinde, ‘Hadi hadi hızlı’ diye bağırıyorlardı. Şimdi kulağımda o ses çınlıyor. Kraldan çok kralcılar olur ya işte o insanların sesi beni öfkelendiriyor. ‘Keşke işe gitmeseydim, izin alsaydım’ diyorum içimden ama sonra, ‘Ben kurtulsam sorun bitecek mi?’ diye düşündüm” dedi. Bu sorunu Namet işçileri olarak birlikte çözmeleri gerektiğini dile getiren işçi şöyle devam etti: “Daha önce birkaç defa sendikalaşma girişimi yaşandı. Hemen işçiler işten atıldı. Bazı arkadaşlarımız bu nedenle korkuyor. Ama korkmamalıyız. Bugün sendikamız olsa bunlar yaşanmayabilirdi. Sendikamız olmasa da biz ortak tepkiler verebiliriz. Tek tek bir işe yaramaz ama birlikte olursak karşı taraf haddini bilir.”
ONLARIN KORKUSU İŞÇİNİN CESARETİ ARTMALI
Kasap bölümünde çalışan bir işçi ise, “Hükümet bugünlerde kıdem tazminatına karşı yasalar çıkartmaya çalışıyor. İşçiler virüs belasıyla uğraşırken bu yapılan çok haince değil mi? Gerçekten bu ülkede sevgi, saygı bitmiş. İşçinin canı pul kadar değerli değil. Ben bu duruma kendi adıma utanıyorum” dedi. Vakaların özellikle kasaplar arasında yaygın görüldüğünü aktaran işçi, şunları söyledi: “Biz iç içe çalışıyoruz. Şimdi hafta başından itibaren sorumlular işçilerin konuştuğuna kulak kabartıyor. Korkuyorlar. Bağırarak bastırmak istiyorlar ama içten içe, ‘Ya sendikalaşırlarsa’ korkusunu hissediyorsun. Ya da hep birlikte iş bırakırlarsa korkusu. Bence onların korkusu artmalı, işçilerin de cesareti.”
Şarküteri bölümünde çalışan bir kadın işçi ise, “Patrona tepki gösterenler oldu. Ama hemen bastırdılar. Ya da bastırdıklarını sanıyorlar. Ben bugünleri, bize davranışlarını hiçbir zaman unutmayacağım. Çok öfkeliyim. Sadece Namet değil bu düzen böyle. Namet sadece vaka büyüdüğü için daha fazla duyuldu. Bu böyle devam etmemeli” dedi. (Gebze/EVRENSEL)