Genelde dünyada, özelde Türkiye’de VİRÜS ve pandemi süreciyle birlikte ekonomilerin durma aşmasına gelmesi, siyasetin ve sömürünün devletlerin kendi içlerine dönük kasılarak, yoğunlaşması ve derinleşmesini’de beraberinde getirmesine yol açmıştır .
Sömürünün ağırlaşması, işsizliğin tavan yapması ve özgürlüklerin gasbedilmesi, korku ikliminin hakim kılınmasıyla, popülist liderlerin hamaset siyasetiyle, toplumsal gerilim alanlarını genişleterek, toplumun fay hatlarını zorlaması ve sinir uçlarıyla oynama durumuna kadar gelinmiştir.
ABD başta olmak üzere tüm dünyada ve özellikle’de ülkemizde Türkiye ‘de ırkçılık, milliyetçilik ve dincilik geri olan ne versa siyasetin ve hamasetin malzemesi olarak devriye sokulmakta, hukuk dışı mafya yöntemlerin de dâhil sonuna kadar kullanılmaktadır.
Turkiye’de Türk islam sentezli hanedan despot yapının elindeki geriye kalan tek malzeme yerli, milli olma ve devlet bekasıydı. Tayip dünya liderliğine terfi ederken Türkiye lideri olarak % 8 – lik oyu olan Bahçeli ye ve dolayısıyla mafyaya Türkiye ihale edilmiş oldu.
Mafya yönetimi ve yöntemiyle devlet zırhına bürünen çapsız çekirdek, hukuku tüketmiş, yargıyı rafa kaldırmış ve meclisi basit bir noter durumuna dönüştürmüş, içinde ve dışında paramiliter güçler üzerinden savaş tehditi ve terör merkezi durumunda rol oynamaktadır.
Terörün, mafyanın ve medyanın birinci elden baronu durumunda olan Tayip, kendine bakmadan büyük abisi ABD yi ırkçılıkla, Türk ve islam söylemleriyle eleştire bilme hakkını kendinde görme küstahlığı nı yapabiliyor.
Demezlermi sen kendin dön bir aynaya bak.
Zamanında Süleyman Demirel sağcılar suç işliyor dedirtmeyeceğiz diyordu.
Bu günde siyaseti terörize eden, toplumu kirminalize eden iktidar, tüm suçların merkez rolünü oynayarak ilklerine kadar suça batmış ve çürümüş olmasına rağmen tek suçlu kendinden olmayandır.
Devletçi muhalefetin muğlaklığı, hamaseti ve içi boşaltılan devletten pay kapma peşinde olma alışkanlıkları zafiyetiyle etkisiz ve yetkisiz oluşu bugün ki sonucun başlıca nedenlerinden olmakla kalmıyor, olup bitenin üzerinde sızlamamak ‘dan öte bir yolda alamıyor.
Turkiye’nin bir bütünen yeni bir yazılımı ve yeniden inşası gelinen aşamada kaçınılmaz dır.
Aklı başında olan her kesimin, kendi dar alanlarından çıkarak, dogmatik kalıplarını kırarak ve yönünü halka dönüp mazlumun , mağdurun, emeğin, KADIN ve halkların özgürlükleri, demokratik ve Laik Cumhuriyet’in inşası ve yeniden yapılandırılması, birlikte yaşamın kaçınılmazlığı dır.
Ikinci bir Türkiye yok.
Kemal Cenik