ALEVİ KIZILBAŞ ÖĞRETİDE İMAM CAFER BUYRUĞUNUN AÇMAZLARI (Kim Bunlar)

ALEVİ KIZILBAŞ ÖĞRETİDE İMAM CAFER BUYRUĞUNUN AÇMAZLARI (Kim Bunlar)

Buyrukların çıkışında Alevi Kızılbaş Türkmenlerinin gönlünü kazanmak için sözlü propagandanın yanı sıra yazılı bir kitabın yayınlanmasıyla başlayan bir süreçtir buyruk.
Buyruğun isminin imam Cafer koymakta ki kurnazlık Şiiliğin zengin teolojik birikimini alevi Kızılbaş yolunun öğretisiyle harmanlayıp gönülleri fethedip asimile etmek. Böyle bir potansiyeli yeni kurulacak bir devletin kuruluşunda kullanmaktır.
Kaynakların bildirdiklerine göre İmam Cafer’in din ve iman konularında 15 kitabı vardır. Ancak, bu kitapların çoğu günümüze ulaşmamıştır. Aleviler arasındaki en önemli kitabı, İmam Cafer adına düzenlenen bizim sözünü ettiğimiz “Buyruk”tur . Buyruk’u İmam Cafer Sadık’ın yazmadığı kesindir. İslamla ilgili tüm söylencelere, Kur’an’dan verilen ayetlere, Peygamber’e dayandırılan hadislere karşın Buyruk, İmam Cafer’in sözlerinden derlendiği kesin değildir. Çünkü içeriğinde ki bilgilerin 16-17 yy özelliği taşıması alevi Kızılbaş aşık sadıkların nefeslerinden oluşması en büyük kanıttır.

Buyruk genel başlıklarıyla şu konuları içermektedir:

Safiyüddin’in Aleviliğin farz ve sünnetleri üzerine sözleri,
– Aslı olmayan masallar,
– Fütüvvet ehlinin gelenekleri, törenleri,
– Hatayî mahlaslı, Şah İsmail’in hece ile yazılmış yirmi deyişi, bir manisi aruzla yazılmış sekiz şiiri,
– Pir Sultan’ın üç deyişi, – Kul Mazlum’un bir deyişi, – Kul Himmet’in dört deyişi, – “Alî İsmail’em geldim, âlemi seyran eylerem Zülfükâr durmaz kınında, günde yüzbin kan eylerem” dizeleriyle ya da dörtlüğüyle başlayan “Şah Âdil” mahlaslı bir deyiş, – “Kul Adil” mahlaslı heceyle yazılmış bir deyiş, -“Kul Adil” mahlaslı aruzla yazılmış bir muhammes, –
– “Şah Tahmasb Pir Şah” redifli On İki İmam’ı öven aruzla yazılmış bir şiir, bulunur.
1-Söylenceler: Kırklar Cemi, Peygamber ile Ali’nin musâhip olması, Mürşit, Zâkir, Mürit, Rıza, Sevgi, Kuşku, Uğru, Utanma, Secde gibi başlıkları kapsar.
2-Törenler: Musâhiplik, Âşinâ, Peşine, Oğlan İkrarı Alma, Kız İkrarı Alma, Ocak Kazdırma, Erkan’dan Geçme, Tarik, Ölmeden Önce Ölmek, 12 Hizmet başlıklarını taşımaktadır.
3-İlkeler: Tarikatın Farzları, Dört Kapı, Kırk Makam, Üç Sünnet, Yedi Farz, Kimi Sorunların Çözümü
4-Töreler: Pir, Rehber, Zâkir, Sofu, Mücerret, Dar, Niyaz, Taç, Allah’ın İsimleri, Dört Ana Nesne gibi başlıklar yer alır.

Buyruk içerik bakımından büyük önem taşımasına karşın, dil ve anlatım bakımdan savruktur. Ayrıca, Buyruk’ta Şah İsmail’den sonra yaşamış ozanlardan deyişler vardır. Bu durumda, Buyruk’un Şah İsmail’in olduğu savı da Şeyh Safî’nin yazdığı savı gibi tutarsızdır.

Alevi Kızılbaşların temel öğretisinin baş ucu kitabı olarak bilinen imam Cafer buyruğu çoğu Alevinin evinde bulunmasına rağmen okunmamış içeriği dillendirilmemiş , analizi yapılmamış ismi geçen isimler araştırılmamış; sadece dedelerin anlattığı ile yetinen muhafazakar alevi kesim doğmuş ,islamın özü ,evladı resule biat etmiş bir yapı inşa edilmiştir.
İçeriğinde dört kapı kırk makam ,gülbanklar, musahiplik ve cem ile ilgili bölümlerde geçen isimler ,söylemler ,motif ve semboller Aleviliğin öğretisini karşılamamasına rağmen sahiplenen ama okunmayan ,asimile araçlarından biri ,kimlik kaybının yaşanmasının da sebebi olmuştur.
Alevi Kızılbaş inancında kırklar ceminin Aliden kaldığının bir kabulü vardır. Cemde yürüttüğü usul erkanın her bir hizmetini doğmamış çocuklarına,evlenmediği eşine ve kırklardaki kişilere paylaştırmış.Bu anlayışa göre ocaklarımızın ilk kurulduğu yer Alinin evi ,Mekke ve çevresinde olması gerekir ne yazık ki tarihsel olarak belgesi olmadığı gibi şifahi olarak bu kırk kişinin katıldığı ceme atıfta bulunan, bu kırk kişinin çocuklarından da dillendirildiğini dahi göremiyoruz .Tarihi süreçte yaşamamış kişilikler olunca bunun belgesi olmaz ama uydurulmuş isimlerle inşa edilmiştir.
Ama kırk kişinin isimlerin bilinmediği gibi bu isimlerin tarihsel kişiliklerine vurgu yapılmış tek bir belge de yoktur.Bu şahısların silsilesinden bugüne gelen dede ne ocak ne de talip vardır. Birazdan aşağıda vereceğim isimlerin yaşadığımız coğrafyada karşılığı yoktur.
En önemlisi bu hizmet sahipleri kırklar ceminde bu meclisin büyüğü de küçüğü de bir olduğuna göre farklı büyüklü küçüklü ocakların çıkmaması gerekir.Bu meclisdeki kırk ulu kişinin bu coğrafyada kırk tane ulu ocak olmalı ve bu ocaklar üzerinden usul erkan bir olmalı taliplerde de farklılaşmalar olmamalıdır .Bu sosyolojik yaklaşıma göre yöresel bölgesel farklılıkların oluşmaması gerekirken bakıyoruz yedi bölgede yedi farklı Alevilik mevcut.Yani sürek binbir yol bir.
Sorumuz bugün ki ocakların atası olması ve bunların soyundan gelen insanların sahiplendiği secereler çıkması gerekir. Neyi baz alıyoruz aleviler de kabul gören imam Cafer buyruğunda 12 hizmetin dağıtıldığı şahısların dizilişi tarihsel ve biyolojik olarak çocukları doğmayan, Alinin evli olmadığı ve yabancı isimlerin zikr edildiği, şahıs isimlerinin soyundan gelen ocağın ismi bugün veya tarihsel olarak kaynaklarda ismini cismini duyan gören talibi olan bir alevi gösterebilirmi?
Öyleyse bu uydurma cem hizmet dizilişi ile yapılan asimilasyon ve İslam içinde var olmasını yapay olarak göstermek bir inancı sulandırma en önemli ritüelini islamla ilişkilendirmek için yapılmış bir projenin ilk aşamasıdır.

Buradan İslamın özüyüz diyen canlara soruyorum kim bunlar; alevilerde özgül ağırlığı, karşılığı varmı? Abdul vahit, Abdül Samet, Abdül kerim, Abdül celil, Hadi Ekber, Hz Tayyib, Abdül muin, Abdullah,
Gülbanklarda geçen isimlere bakalım;Kamil hoca ,Marufu Kerhi ,Seriyy el Sakati,Ved din Ebu Abdullah ,Muhammed bin Ali ibn el Arabi ,El Tai el Hatemi gibi bir çok isim mevcut .
Sorumuz şu gülbanklarda geçtiğine ve buyrukta da yer aldığına göre bunların ocağı varmı ,dedeleri talipleri mevcut mudur ?Neden bunlar gülbanklarda geçiyor.
İzmir yazması buyrukta ki 12 hizmetin dizilişine bakalım; Paragrafı olduğu gibi yazıyorum;
‘’Elbette bunların sahiplerini bilmek gerek. Nedeni, bu menzillerin sahipleri evlad-ı Ali’dir. Bu menzilleri icra eder evlad-ı Ali’dir. Hazreti Şah cem vaktinde bu hizmetlerin her birini bir evladına gülbenk edip (verir) sonra erkânını sürerdi.
Tarikatçi İmam Hasan’dır.
Berber Muhammed Hanefi’dir.
Saki Tayyip’tir.
Süpürgeci Turap’tır.
Ferraş İmam Hüseyin’dir.
Zakir Abdüssamet’tir.
Sofradar Abdülvahit’tir.
Hâdim Abdülmuin’dir.
Gözcü Abdülkerim’dir.
Pervane Abdullah’tır.
Çerağcı Hadi Ekber’dir.

Hacı Bektaş yazmasında ki diziliş de şöyledir.
1. Tarikatçı: İmam Hasan el-Mücteba 2. Yatakçı: İmam Hüseyin Şehid-i Kerbelâ. 3. Berber: Hz. Muhammet Hanefi. 4. Zâkir: Hz. Abdüssamet. 5. Sofracı: Hz. Abdülvahit. 6. İbrikçi: Hz. Selman-ı Pâk. 7. Sâki: Hz. Tayyip. 8. Meydan Hizmetçisi: Hz. Abdülmıuin. 9. Gözcü: Hz. Abdülkerim. 10. Pervane: Hz. Abdullah. 11. Çırağcı: H. Hâdi-i Ekber. 12. Bevvab: Hz. Abdülcelîl.Kapıcı Abdülceli’dir. Bu anılan zat-ı şeriflerin tümü evlad-ı Ali’dir.
Tekrar belirtmekte fayda görüyorum.Ali evlenmemiş eşinin doğurduğu çocuklarına hizmetleri paylaştırıyor.Bir de bilinmeyen bazı isimler mevcut kim bunlar?

Aleviliğin kurumsal kimliklerinden biri olan musahiplik kurumu Alevilerde oto kontrol ,denetleme ,eşitlenme hayata değer katmak için yapılan Aleviliğin en güçlü iç dinamiklerinden birisidir.Ne yazık ki kentleşme ile birlikte bu kurumsal kimlik zayıflamış göçlerin etkisi ile yok olmaya doğru gitmektedir.
Musahipliğin Ali ile Muhammed den kaldığı söylenir ve buyruktada da uzunca yer verilir.
Buyrukta kim kimle musahip olacak şartları ve erkanı mevcuttur.Gelin görün ki bu şartların uzağından yakınından geçmeyen kötü bir örnek ile karşı karşıyayız. Soruyu sormadan sorgulayarak ve çözümleme yaparak gidelim musahipli ocak dedelerine ve taliplerine.
Kayın pederinle musahip olabilirmisin?
Çok eşli birinin kızıyla musahip olabilirmisin?
Musahip olduğun kişinin kızıyla evlenebilirmisin?
Akraba ile musahip olabilirmisin?
Musahip olduğun kişi evlatlığının eşiyle evlenirse musahiplik devam edilebilirmi veya düşkünmüdür.?
12 imamların musahiplerinin isimleri kimdir.?

Musahiplik konusunun işlendiği buyrukta pir önünde kardeş olan (musahip) Kırklar ile kardeş olmuş olur. Musahiplik değerinin ne kadar önemli olduğunu buyrukta yedi farz içerisinde de yer alır. Bu farzlardan ikinci farzda, musahip olmak vardır. Beşinci farzda musahip hakkını ceme getirmek vardır. Bu söylemlere dikkat ettiyseniz. Sünnet farz Sünni İslam söyleminin kullandığı teolojik kavramlardır.Bu kavramların bizlerin öğretisinde olmaması gerekirken 16yy asimilasyonu ile oluşturulan kitaplaştırılan yayınlanan buyruğun içine girmesi ile alevi öğretisinin içine girmiştir.Dikkat ederseniz bu kavramları söylem olarak hiçbir alevinin ağzından duymazsınız.
Sonuç olarak imam Cafer buyruğunu sahiplenen ve cemini ona göre yapan islamın özüyüz diyenlerin kendi inançlarını dayandırdıkları bu kitabı dahi okumadıkları yapılan araştırmalarda mevcuttur.Bir kesim sadece dedelerin anlattığı ile bu kitabı bildiğini okumadığını söylüyor.Diğer kesim ise büyük çoğunluğu oluşturan ise adını duyduklarını ama okumadıklarını ,evlerinde mevcut olanların ise biraz okuyup bıraktıklarını söyleyerek Alevileri sosyal hayat kimliklerini güçlendirecek yayınların okunmadığı, okuyanların ise %3 lerde olması düşündürücüdür.
Sosyal hayat kimliklerini tam karşılamadığı kitaplar olarak gören bu yapı, söylemlerin kavramların şii Caferi ve Sünni İslami bir dil olmasından dolayı bu yayınlardan uzak durduklarını söylemişlerdir.
Son süreçte Alevilik adına çıkan Aleviliği, şiiliğin ve baskın dinin bir kolu mezhebi ,alt kültürü haline getirmek için çaba gösteren işbirlikçi insanların ocakzadeler meclisi ile böl parçala yönet anlayışı ile hareket ettiği ve bunların akıl hocalarının geçmişi ,kimden güç aldıkları ortada iken bu yapıya destek veren canlara sesleniyorum klavuzunuz karga misali ocaklarınızın isimlerini kirletmeyiniz.Aşk ile canlar.
Sosyolog/İbrahim Ergin

İlgili Haberler
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Menü
Sohbeti Başlat
Merhaba,Web Sayfamıza Hoşgeldiniz..
Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?