Salgında ev işçilerinin payına ya işsizlik ya kölelik düşüyor
Salgında ev işçilerinin payına ya işsizlik ya kölelik düşüyor
Emek Servisi
Ev işçisi kadınlar, Covid-19 salgınından en çok zarar gören kesimler arasında. Toplumun en güvencesiz ve en kırılgan grupları arasında yer alan, emekleri görünmeyen, iş yasası kapsamında bile olmayan ev işçileri, salgın sürecinde hayatta kalabilmek için zorlu bir mücadele veriyor. Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (Evid-Sen) adına yapılan araştırma, bu süreçte gündelik işlerde çalışan işçilerin işsiz kaldığını, yatılı işçilerin ise çalışma koşullarının ağırlaştığını ve virüse karşı korunmasız durumda olduğunu ortaya koyuyor.
GÜNDELİKÇİ KADINLAR İŞSİZ
Akademisyen Ceyhun Güler’in katkılarıyla gerçekleşen araştırma kapsamında İstanbul’da yaşayan 30 ev işçisi kadınla görüşülmüş. Bu kadınların 19’u gündelikçi, 11’i ise yatılı çalışıyor. Yatılı çalışanlar arasında 6 göçmen işçi de bulunuyor. Araştırmaya göre, gündelik işlerde çalışan ev işçilerinin tümü şu anda işsiz. Temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çekiyorlar. Bir ev işçisi şöyle diyor: “Herkes korkuyor, bizi eve almıyorlar. Çok sıkıntı yaşadım bu süreçte. Borçlarımı ödeyemiyorum, beslenmemi bile sağlayamıyorum, para yok ki, ne alıp yiyelim…Üçüncü kiram oldu ödeyemedim.”
YATILI İŞÇİLER RİSK ALTINDA
Yatılı işçiler ise izinsiz çalışıyor, hastalanma riskleri yüksek, kötü muamele ise cabası. Virüse karşı korunmuyorlar, üstelik virüsü onlar yayıyormuş gibi horlanıyorlar. Yatılı çalışan bir ev işçisi, şunları söylüyor: “Çalıştığım işyerinden izin istedim ama vermediler. ‘Sen bize korona mı bulaştıracaksın?’ dediler. Ellerime omuzlarıma vurup sonra da beni işten çıkarttılar.”
Diğer bir işçi ise şunları anlatıyor: “Dışarı çıkamıyorum, izin günümü odamda geçiriyorum. Hafta içi çalışıyorum. İşim daha da yoğunlaştı çünkü herkes evde… Nefes alamıyorum, herkese yetemiyorum.”
‘BENİ ODAYA HAPSETTİLER!’
Çoğu izinsiz (kağıtsız) çalışan göçmen ev işçilerinin durumu ise daha kötü. 25 yaşında Azerbaycanlı bir işçi, “Bir buçuk yıldır çocuk bakıcısıyım. İki aydır hiç izin kullanmadım. Çalıştığım evin bütün işini yapıyorum, çocuklarına bakıyorum. Çok yoruldum. Bende virüs çıksa ne yaparım bilmiyorum. Önemli olan onlar, biz umurlarında değiliz. Bir şey olsa beni işten atarlar” diyor.
Özbekistanlı bir işçinin anlattıkları ise insanlık dışı muamelenin geldiği boyutu gözler önüne seriyor: “Yaşlı bir çiftin yanında çalışıyorum iki buçuk senedir. Çalışma iznim yok. Oturma iznini almak için postaneye gittim. Otobüsle ya da minibüsle de değil, çalıştığım yerin özel şoförüyle gidip geldiğim halde ‘Bize virüs bulaştırırsın’ diye bir hafta boyunca odama hapsedildim. Hapsim devam ediyor, yemeğimi kapı önüne bırakıyorlar, bu duruma dayanamıyorum. Çok üzülüyorum, bir insana bu yapılmamalı.”
Araştırma ayrıca, ev işçilerinin kiralarını ödeyemediğini, yeterli beslenemediğini, sağlık hakkına erişemediğini ortaya koyuyor. Ev işçileri, devletin kendilerine sahip çıkmasını istiyor.