ALEVİ OLMAK-4
Aleviliğin tarihi, felsefe-sosyolojik ve kültür oluşum, gelişimi gerçeği üzerine daha önceki 3, bölüm olarak kaleme aldığım yazımda ele almış , bakış açımızı ifade etmiştik.
Bu dördüncü bölümde, aynı bakış açısı çerçevesinde, ALEVİ toplum ve hareketinin içinde bulunduğu sorunlar ve örgütlenmesi üzerinde yoğunlaşarak durum ve duruşumuza açıklık kazandırmaya çalışacağız.
Özet olarak ALEVİ tarihi = EGEMEN olan güçlerin, Alevileri doğal yapısıyla yaşam ve felsefesiyle kabul etmeyip, hor gördüğü, baskı altına aldığı, asimile etme çabası içinde olup, başaramayınca da zulüm ve katliamlar uyguladığı sürgünler lele cezalandırıldığı tarihi gerçeğe sahibiz.
Eskinin yönetim, sistem ve uygulamaları karşısında, yeni yönetim sistem oluşum ve gelişmelerinin içinde yer alarak destek olan ALEVİ toplum ve yapısı, hüsran, hayal kırıklığı ve tarihi trajedisini yasama durumuyla yüz yüze kalmak durumun ‘da kalmıştır.
Bütün bu yönelim ve uygulamalar, kökleri kültürü, felsefesi ve inancı üzerinde, direnerek varlığını sürdürme, koruma amaçlı yaşam mücadelesi veren ALEVİ toplumunda, büyük yıkımlar, tahribatları, travma ve de dejenerasyonu da beraberinde getirmiştir.
ALEVİ toplum ve yaşam varlığının yolunun yolculuğunda, felsefe, inanç , bilgi- birikim ve kültürü ne hakim olan ulu, önder ve öncüleri, katliamlardan geçirilerek, hafızası yok edilmeye çalışılmıştır.
Hafızasız ve öncüsüz bir toplumu, herkes her istediği yöne çeker, çıkar ve amaçları doğrultusunda istediği gibi kullanır. Ve bir çok yönüyle de başarılmıştır.
Ulu, öncü ve yol önderlerinin imha ve katliamlarının sonucu, artçılarının ocaklarının, dergahlarının, dedelik ve Pirlik kurumlarının örf, adet ve geleneğe dayalı, Cemler üzerinden sazlı, sözlü, değiş ve duaz imanlar la, bölgelere ve yörelere göre şekillenen, parçalı birbirinden kopuk, geleneksel ve yöresel örgütlenme modeli, daha doğrusu varlığını sürdürme, hayatta kalabilme ve yaşam mücadelesidir.
Doğaya, toprağa, tarım ve hayvancılığa dayalı ve bağlılık Alevi toplumunun yaşam gerçeği.
Aleviler,düşünsel, felsefi, bilgi, mal ve can varlığının talan ve işgali sonucu iyice yoksullardır.
Yaşam koşullarının ağırlaşmasına çare ve çözüm arayışı, gençliğin eğitim amaçlı şehirlere, ekonomik amaçlı iş arayışı metropollere ve Avrupa’nın kapitalist merkezlerine, sürgün ve savrulmayı da beraberinde getirmiştir.
Dersin, Koçgiri, Çorum, Maraş ve Sivas katliamlarının sonucu, ALEVİ toplumunda oluşan öfkeyi parlatma aşamasına getirmiştir.
Geleneksek ve yöresel örgütlenmenin yetersizliğini zorlayan duygu ve tepki patlaması kendine özgü dernek ve federasyon örgütlenmesi olarak açığa çıkıp gelişmiştir.
Demokrat, sol, sosyalist-devrimci mücadelenin, ekonomik-siyasal mücadele yönteminin alanları ve kurtuluşları olan, dernek ve federasyonlar üzerinden örgütlenme, ALEVİ toplum yapısının yabancısı olmadığı, nicel ve nitelik olarak toparlanmasına ve örgütlenmesine önemli kazanımlar elde etmesine ve kendini ifade edebileceği mekanlar oluşturduğu bu günümüzün gerçeğidir.
Örgütlenme üzerine devam edecek.
Saygı ve sevgilerimle.
Kemal Cenik.