KAYGUSUZ ABDAL
Kaygusuz Abdal günümüz illerinden Antalya nın Alanya (Alaiye) ilçesinde 1341-42 yıllarında Alanya Beyinin oğlu olarak dünyaya gelmiş bu nedenle iyi bir eğitim aldığı anonim menkıbelerinde anlatılmaktadır
ozanımızın asıl adı ALAYİ GAYBİ veya ALAEDDİN GAYBİ dir
14.YY ikinci yarısında yaşamış olan bu büyük ozan Alevi- Bektaşi felsefesinin kurucu ve köşe taşlarının büyüklerinden biridir
Bir av partisi sırasında okla yaraladığı ceylanın Abdal Musa dergahına kaçması sonrası dergaha varan Kaygusuz sorgulama sonrası okunu tanıyıp tanımadığı sorulduğunda Elbette tanırım cevabı üzerine Abdal Musa oku koltuğunun altından çıkartınca Kaygusuz şaşırmış ve o günden sonra babasının muhalefeti olmasına rağmen dergah da hizmet ehli olarak 40 yıl hizmet vermiştir
Anadolu’yu ve Rumeli’ni defalarca dolaşan Kaygusuz 40 yıl hizmetin sonun da Abdal Musa tarafından 40 abdalla birlikte Mısıra gönderilmiş orada kendisine mısır beyi tarafından yaptırılan tekkede alev-i Bektaşi felsefesini topluma yaymaya ve anlatmaya çalışmış aynı tekkede tarihi belli olmayan bir yılda Hakk a yürümüştür
Kaygusuz mahlasının Abdal Musa tarafından kendisine verildiği söylenmekte bazı eserlerinde de Serayi mahlasını kullanmıştır
Arapça ve fars dillerine hakim olduğu yazdığı manzum ve manzumelerde anlaşılmaktadır Hece ve Aruz ölçülerinde deyişler ve şiirle verirken genelde alaycı ve taşlama uslu bunu çokça kullanmıştır
Fil yükün karıncaya
Yükletme çekebilmez
La-l ü gevher kıymetin
Umma seng-i yareden
Kaygusuz Abdal
Ademi balçıktan yoğurdun yaptın,
Yapıp da neylersin, bundan sana ne
Halk ettin insani saldın cihana
Salip da neylersin bundan sana ne
Bakkal misin teraziyi neylersin
Işın gücün yoktur gönül eğlersin
Kulun günahını tartıp neylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne
Katran kazanını döküver gitsin
Mümin olan kullar didara yetsin
Emreyle yılana tamuyu yutsun
Söndür su ateşi bundan sana ne
Sefil düştüm bu alemde naçarım
Kildan köprü yaratmışsın geçerim
Sol köprüden geçemezsem uçarım
Geçir kullarını bundan sana ne
Kaygusuz Abdal der cennet yarattın
Cehenneme nice kulları attın
Nicesin ates-i ask ile yaktın
Yakıp da neylersin bundan sana ne
Kaygusuz Abdal